Ve onun adının Dr.Martin Luther King olduğunu söylediler. | TED | وقالوا أن اسمه هو الدكتور مارتن لوثر كنج. |
Konsolosluğu aradım. İki gün sonra vize vereceklerini söylediler. | Open Subtitles | اتصلت القنصلية وقالوا أن التأشيره ستجهز خلال يومين |
Onları götürülürken gören bazı komşuları yangının kasıtlı çıkartılmadığını söylediler. | Open Subtitles | بعض الجيران شاهدوهم وهم يٌؤخذون وقالوا أن الحريق ربما لم يكن متعمداَ |
Çalışıyorlardı. Dudaklarımın morardığını söylediler. | Open Subtitles | كانوا يعملون وقالوا أن شفتاى كانتا زرقاء |
Altı aydan beri oraya gitmediğini söylediler. | Open Subtitles | وقالوا أن لديك لا كان هناك في غضون ستة أشهر. |
Ve görev süreniz boyunca, oldukça az rahibin gelip gittiğini söylediler. | Open Subtitles | وقالوا أن عددا قليلا من القساوسه أتى وذهب خلال فترة توليك المنصب |
Bunu nereden çıkardıklarını sorunca da emrin senden geldiğini söylediler. | Open Subtitles | سألتهم من الذي جاء بتلك الفكرة، وقالوا أن الأمر جاء منك |
Üniversitedeyken komilik yapıyordum ve 12. grubun geleceğini söylediler. | Open Subtitles | كنت طالب بالجامعة وأعمل في مطعم وقالوا أن هناك مجموعة من 12 فرد قادمة للمطعم |
Yerleri var... ve onlarla gidebileceğimizi söylediler. | Open Subtitles | وقالوا أن باستطاعتنا الذهاب معهم |
Çığlık atanın ben olduğumu söylediler. | Open Subtitles | وقالوا أن الصراخ كان صراخي أنا |
Ne zaman isterseniz, ziyaret edebileceğinizi söylediler. | Open Subtitles | وقالوا أن بأستطاعتك زيارته في اي وقت |
Ama bize biraz antibiyotik verdiler ve kötüleşirse aramamızı söylediler. | Open Subtitles | وقالوا أن علينا الإتصال... إذا ساء الأمر، هيّا |
Otelin sağlığa zararlı olduğunu söylediler. | Open Subtitles | وقالوا أن الفندق خطراً علي الصحة. |
Yerleri var... ve onlarla gidebileceğimizi söylediler. | Open Subtitles | وقالوا أن باستطاعتنا الذهاب معهم |
Saldıranın içerden birinin olduğunu söylediler. | Open Subtitles | وقالوا أن المعتدي بحوزتهم |
Bizi aradılar ve çalışanlarımızdan Harris Barnes'ın aslında Habib Marwan olduğunu söylediler. | Open Subtitles | لقد اتصلوا وقالوا أن أحد موظفينا (هاريس بارنز) هو نفسه (حبيب مروان) من أيضاً يعرف بهذا؟ |
Ve sessiz kalmamı söylediler. | Open Subtitles | ... وقالوا أن عليّ التكتم على الأمر |
Seninkilerin daha güzel olduğunu söylediler. | Open Subtitles | وقالوا أن التي تصنعينها أفضل. |
Ve bir boşluk olduğunu söylediler. | Open Subtitles | وقالوا أن لديهم مكانا لي. |
Haley'ler turnede kalmamı ve istersem kendi parçalarımı çalabileceğimi söylediler. | Open Subtitles | لكنني أريد استعادتك. الأشخاص مع (هايلي) طلبوا مني البقاء لوقت أطول في جولتهم، وقالوا أن بإمكاني غناء أغنياتي، |