"وقتاً جيداً" - Translation from Arabic to Turkish

• iyi vakit
• iyi bir zaman
• İyi zaman
• Güzel zaman
• mükemmel zaman

Birbirlerine güven içinde yatakta iyi vakit geçiriyorlar.
لذا فهما يؤكدان لبعضهما كل فترة أنهما يقضيان وقتاً جيداً

İyi arkadaşlık ettin ve iyi vakit geçirdi.
لقد كمت صديقاً جيداً و أريته وقتاً جيداً

Belki problem olmaz. Belki gerçekten de çok iyi vakit geçiririz.
ربما سينجح, ربما سنقضي وقتاً جيداً حقاً.

Müdahil olmak istemem ama Omnitrix için iyi bir zaman bence.
بن ، لا أقصد أن أعيقك ولكن قد يكون وقتاً جيداً لك أو منتريكس

İyi bir zaman değil, gitmem lazım... bir yere.
الآن ليس وقتاً جيداً عليّ الذهاب إلى.. شيء

Size iyi zaman geçirteceğim Peder. İyi zaman Leo, ben olurum.
سأريك وقتاً جيداً أيها الأب, "ليو المرح", هذا أنا

- Güzel zaman geçirdiğimizi zannetmiştim. - Evet, harika zaman geçirdik.
لقد ظننت اننا قضينا وقتاً جيداً كلا لقد قضينا وقتاً عظيماً

Bu gece mükemmel zaman geçirdim.
لقد امضيتُ وقتاً جيداً الليلة

Yine de, ikiniz birlikte iyi vakit geçiriyora benziyorsunuz.
و مع ذلك. يبدو أنكما أمضيتما وقتاً جيداً مع بعض

İster inan, ister inanma, gerçekten iyi vakit geçirdim.
تصدق أو لا تصدق لقد قضيت وقتاً جيداً بالفعل

Sorunlarla, başka şeylerden konuşarak ve iyi vakit geçirerek baş ederiz.
نتعامل مع مشاكلنا، بالتحدث عن أمورٍ أخرى، نقضي وقتاً جيداً

Ama eminim ikiniz de Roma'da iyi vakit geçireceksiniz.
لكني علي ثقة بأن كلاكما سيقضي وقتاً جيداً في روما

Evelyn iyi vakit geçirmeni istiyorum... sende kuzenlerinle iyi vakit geçir.
وأنت أمضِ وقتاً جيداً مع ابنيّ خالتك

Her neyse, iyi vakit geçirmenize sevindik... ama kasabada silah taşınmayacağına dair bir yasa var, biliyorsunuz.
نحن سعيدون ...بأنكم قضيتم وقتاً جيداً لكن هناك نظام في المدينة ضد من يرتدي أسلحة نارية داخلها

İsimlerinizi kazıyordunuz. İyi vakit geçiriyordunuz.
تنحتون أسماءكم ، تقضون وقتاً جيداً

O zaman bu başlangıç için iyi bir zaman değil mi?
سيكون هذا وقتاً جيداً للبدء في ذلك ، حسناً ؟

Evet, şey... Teşekkür ederim ama pek iyi bir zaman değil.
أجل، حسناً، شكراً لك، لكن هذا حقاً ليس وقتاً جيداً

Ben Gerçekten iyi bir zaman dün gece. - Ben de.
وقتاً جيداً ليلة أمس و أنا أيضاً

Yine de gel, tamam mı? Sadece gel, Caroline. Yani, iyi zaman geçireceksin.
لكن اذهبي معنا (كارولين) ستمضين وقتاً جيداً, إنه فعلاً لطيف

Ama iyi zaman değilse, başka zaman--
ولكن ان لم يكن وقتاً جيداً ...يمكنني

Bana Güzel zaman geçirtip, yaptıklarının karşılığını almak için?
لتقضي معي وقتاً جيداً وتأمل بأن أعطيك شيئاً مُقابل كل ما فعلته

Beraber mükemmel zaman geçiriyoruz.
نمضي وقتاً جيداً معاً