"وقتكَ" - Translation from Arabic to Turkish

    • Zaman ayırdığınız
        
    • zamanını
        
    • vaktini
        
    • vaktinizi
        
    • zamanın
        
    • ayırdığın
        
    • zamanının
        
    O sizde kalabilir. Zaman ayırdığınız için teşekkürler. Open Subtitles يمكنكَ الإحتفاظُ بالطلب، أقدر لكَ وقتكَ.
    O sizde kalabilir. Zaman ayırdığınız için teşekkürler. Open Subtitles يمكنكَ الإحتفاظُ بالطلب، أقدر لكَ وقتكَ.
    zamanını yüzey ve deniz arasında ikiye ayırabilirsin fakat zihnini ayıramazsın. Open Subtitles بوسعكَ أن تُقسم وقتكَ بين الأرض و البحر ولكن ليس عقلكَ
    zamanını bir grup vergi suçlusuyla geçirirsin. Open Subtitles وستقضي وقتكَ معَ مجموعة من متجنبي الضرائب
    Hastanın öldüğünü düşünüyorsun ama vaktini bir seks fantezisiyle mi harcıyorsun? Open Subtitles أنتَ مقتنع بأنّ مريضك يموت وتريد تضييع وقتكَ على خيال جنسي؟
    Dinle, vaktini serserilere zehir satarak geçirmek istiyorsan bu senin sorunun. Open Subtitles أصغِ، إن أردت قضاء وقتكَ في بيع السم للخاسرين، فتلك شؤونك
    Size çok pahalıya patladığı için buna vaktinizi ayırmadan önce size gerçekten yardım edebileceğimden emin olmak istiyorsunuz. Open Subtitles أن المخاطر عالية جداً وقبل أن تستثمر وقتكَ في العلاج تريد أن تتأكّد إن كنتُ سأستطيع مساعدتك، صحيح؟
    zamanın dolduysa, dolmuştur. Open Subtitles عندما وقتكَ فوق، هو فوق.
    Bak, zaman ayırdığın için minnettarım ama annene çıkıp da Biscuit'in yeni sayısını almasını söyleme. Open Subtitles أسمع، أقدرُ إضاعة وقتكَ على هذا ولكن لاتخبر والدتكِ بالإسراع وشراء العدد الجديد من مجلة "بيسكت"
    Zaman ayırdığınız için teşekkürler, Dr. Steiner. Open Subtitles أنا آسفة شكراً لكَ على وقتكَ د.
    Zaman ayırdığınız için teşekkür ederim. Open Subtitles شكراً جزيلاً لكَ على وقتكَ
    Zaman ayırdığınız için teşekkürler Sayın Yargıç. Open Subtitles شكراً على وقتكَ سيادة القاضي.
    Bana Zaman ayırdığınız için çok teşekkür ederim. Open Subtitles أنا, فعلاً أثمّن وقتكَ
    Gururum okşandı ama zamanını boşuna harcıyorsun. Open Subtitles حسناً، أشعرُ بالإطراء، و لكنكَ تضيعُ وقتكَ.
    zamanını boşa harcamadığım için beni tebrik etmelisin. Open Subtitles عليكَ تهنئتي لعدم إهداري وقتكَ
    Ayın biri itibariyle zamanını burası ve El Paso arasında bölmeni istiyorum. Open Subtitles بما أنكَ مستجدّ أريدكَ أن تقسم وقتكَ هنا و (ألباسو)
    Artık tüm vaktini çıplaklar sahilinde mi geçireceksin yani? Open Subtitles لذا أنت سَتَصْرفُ كُلّ وقتكَ في شاطئِ العراة الآن؟
    İstiyorsan dene ama vaktini harcamış olursun. Open Subtitles بوسعكَ المحاولة ولكنكَ ستضيع وقتكَ فحسب
    vaktini doldur, Sonra çık git. Open Subtitles تقضي وقتكَ ثمَ تخرج
    Tam da değerli vaktinizi jürilikle harcamanızın ne kadar cömertçe olduğunu konuşuyorduk. Open Subtitles لقد كُنا نَقُول كَم هو كرم منك لتتَطَوُّع لِكي تكون حكماً وتعطينا من وقتكَ الثمين
    vaktinizi ne diye bizimle konuşarak harcıyorsunuz ki? Open Subtitles مالذي تُضيع وقتكَ في شرحه لنا ؟
    Üç aylık zamanın için. Open Subtitles لثلاثة أشهر من وقتكَ
    Zaman ayırdığın için teşekkürler. Open Subtitles شكراً على وقتكَ
    Ayrıca ben psikofarmakoloji dalında uzman olmayabilirim ama, ilaçlarını alma zamanının geldiğini anlayabilirim. Open Subtitles وربما أنا لستُ خبير في علم الادوية... ولكن أنا أعرف عندما يُحين وقتكَ لأخذ دوائك.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more