"وقت رائع" - Translation from Arabic to Turkish

• harika vakit
• iyi vakit
• güzel vakit
• güzel zaman
• iyi zaman
• çok güzel
• iyi bir zaman
• mükemmel vakit
• kutsal bir zaman
• hoş vakit

Plajlar açık, herkes harika vakit geçiriyor.
إنّ الشواطئَ مفتوحة، والناس سَيقضونُ وقت رائع.

Neden Ona harika vakit gecirtip oteki herifi unutmasini sagla miyorsun?
فلتجعلها تقضى معك وقت رائع ينسيها الشخص الاخر تماما

Tüm bunları unut ve iyi vakit geçir.
أنسي كل هذا, اذهبي هناك واحصلي على وقت رائع

Benim dondurmam biraz daha pahalıdır ama sanırım bu aile bu akşam iyi vakit geçiriyor.
الآيس كريم ربما يكون غالي قليلاً لكني اعتقد ان هذه العائلة يقضون وقت رائع

Hepimiz çok güzel vakit geçirdik.
جميعنا قضينا وقت رائع ، كنت قد أستمتعت به

Tatilciler, olaydan habersiz burada güzel zaman geçirdi.
وكل هؤلاء الناس أتو بدون اي حوادث بل قضوا وقت رائع هنا

Hey, Travis, uçakta olduğunu biliyorum ama sadece harika vakit geçirdiğimi ve gelecek ay seni Rodos Ada'sında görmek için sabırsızlandığımı söylemek istedim.
هـاي، ترافس، أَعْرفُ بأنّك بـ الطائرةِ، لَكنِّي فقط أردتُ القَول بأنّني قضيت وقت رائع معك،

Tamam, sabah müthiş baş ağrısıyla uyandığında, ona harika vakit geçirdiğimi söylersin.
مع صداع ما بعد الشرب ، أخبرها أننى قضيت وقت رائع معها. أنا متأكد سوف افعل.

Tüm bu hafta sonu boyunca harika vakit geçireceksin ve emin ol babacığı TV'de göreceksin.
جميعكم لديّكم وقت رائع في عطلة نهاية الأسبوع هذه، وكونوا متأكدين لمشاهدة الأبّ على التلفزيون

Bu arada sen de bana harika vakit geçirdiğini söyleyen mesajlar atıyordun.
بينما كُنتِ تراسليني لتخبريني أنكِ تقضين وقت رائع

Oh. harika vakit geçirdim.
كَانَ لدي وقت رائع أُعذرُنا، رجاءً؟

Çok iyi vakit geçirdim.
لقد كان وقت رائع كنت أفكر أن أناقش معك نقطة

Bu büyü iyi vakit geçirmekle ilgili.
هذه التعويذة للحصول على وقت رائع مليء بالمرح

Dün gece çok iyi vakit geçirdiğimi söylemek için aradım.
أهلا ، فقط أردت أن اخبرك أني قضيت وقت رائع ليلة أمس

Sadece bu gece çok iyi vakit geçirdiğimi bilmeni istiyorum, ve kötü bir şekilde sonlandıysa ya da kendini kötü hissediyorsan özür dilerim.
أردت أن أخبركِ أنني قضيت وقت رائع معكِ الليلة وأنا آسف لأن الأمر انتهى بغرابة أو لأنكِ شعرتي بسوء

Biliyor musun, kız arkadaşım olmasa bile Sevgililer Günü'nde iyi vakit geçirebilirim.
أتعلم أمرا؟ على الرغم من أنه ليس لدي صديقة فما زال بإمكاني إمضاء وقت رائع يوم عيد الحب

Çünkü, çok güzel vakit geçiriyoruz.
أَعْني، نحن سَيكونُ عِنْدَنا وقت رائع جداً.

Çünkü senin sarhoş olduğun gece çok güzel vakit geçirmiştik ve beni öpmüştün.
لا نني اعتقدت اننا قضينا وقت رائع في تلك الليله حينما كنت ثمله وقبلتيني

Çok güzel zaman geçiriyorlardı. Fakat sonra...
منذ دقيقه واحده كَانوا يقضون وقت رائع ثم...

Seninle takılırken çok iyi zaman geçirdim ve düşünüyordum da...
اسمعي .. تعرفين لدي وقت رائع كي اخرج معك .. وكنتُ افكر

Fizik okumak için çok iyi bir zaman.
وهذا وقت رائع لدراسة الفيزياء.

Şimdi tatsız bir konuşma yapmak zorundayız, ve oldukça hoş vakit geçireceğiz.
الآن علينا أن نخوض محادثة غير سارة وكنا نقضي وقت رائع