Bütün çevresi onu dışladığında yanıbaşında durdum, bizim bağımız hiçbir zaman sarsılmadı. | TED | وقفتُ إلى جانبه بينما عزله مجتمعه، لكن لم يضطرب حبنا لبعضنا البعض أبداً. |
Ben çatının altında durdum sen gök yüzünden kucaklarımın arasına düştün. | Open Subtitles | عندما وقفتُ تحت السقيفة و سقطتِ من السماء بقلعتي |
Benden yapmamı istediğin çılgınca şeyler oldu ve hep senin tarafında durdum. | Open Subtitles | وقد طلبت مني القيام بأمور مجنونة ودائماً ما وقفتُ إلى جانبك |
Dükkanda kart seçmek için uzun süre dikildim kaldım, anlıyor musun? | Open Subtitles | وقفتُ في المتجر لساعات أبحث وأبحث لأجد واحدة بصورة لائقة، رسالة لائقة |
O kuduz canavarın karşısına dikildim, yüz yüze geldik. | Open Subtitles | وقفتُ وجهاً لوجه مواجهاً ذاك الوحش الضاري |
Tamam kalktım. | Open Subtitles | حسناً. لقد وقفتُ. |
Düştüğüm gibi kalktım ama, sorun yok. | Open Subtitles | وقفتُ بسرعة جدًا، هذا كل شيء |
Burada, arkanda, bu sırada, bugün çok ama çok defa durdum. | Open Subtitles | لقد وقفتُ خلفكِ هنا في هذا الدور في هذا اليوم مرّاتٍ عديدة |
Çünkü sende silah dolusu bir çanta ve öldürmek istediğin çocukların listesi olduğunu bilerek karşında durdum. | Open Subtitles | لأنّي وقفتُ أمامك، أعلم أنّك تحميل حقيبة من الأسلحة وقائمة من الصّغار تودّ قتلهم |
Apartmanımızın dışında geleceksin diye dikildim durdum. | Open Subtitles | وقفتُ خارج شقتنا بإنتظار ظهوركِ. |
"durdum da baktım öyle uzun uzun yollardan birine. | Open Subtitles | وقفتُ هائماً ونظرتُ عالياً بما أستطيع، |
Ben hiç bir sey yapmadan orada öylece durdum ve seyrettim. | Open Subtitles | وأنا... وأنا وقفتُ هُناك فحسب... وشاهدت. |
Ben ise yanında salak gibi sırıtarak durdum. | Open Subtitles | وقفتُ بجانبُكَ كالغبيه المبتسمه |
♪ Şimdi gölgende durdum ♪ | Open Subtitles | {\cH00FFFF}الآن وقفتُ على ظلّك |
Cadılar Bayramı'nda orada dikildim. | Open Subtitles | "في عيد "الهالووين وقفتُ في السّاحةِ فحسب |
Bense odanın dışında dikildim. O kadar işe yaramaz hissettim ki kendimi. | Open Subtitles | بينما وقفتُ خارجَ الغرفة، وأنا أشعر... |
Ayağa hızlı kalktım. | Open Subtitles | وقفتُ بسرعة |