Ve uzun korkunç dişleri vardı, bir kurdun azıdişleri gibi, bu dünyadan değil gibiydi. | Open Subtitles | وكان لديها أسنان طويلة مخيفة! مثل أنياب الذئب، وكأنها ليست من هذه الأرض! |
Kadının aklı burada değil gibiydi. | Open Subtitles | وكأنها ليست طول الوقت هناك |
Kadının aklı burada değil gibiydi. | Open Subtitles | وكأنها ليست طول الوقت هناك |
Bayan Wallace, Shameika'yla ilgili o burada değilmiş gibi konuşmasanız? | Open Subtitles | سيدة والس من فضلك دعينا لانتحدث عن شاميكا وكأنها ليست موجودة في الغرفة ؟ |
İkimiz aynı odadayken bile sanki orada değilmiş gibi davranıyor. | Open Subtitles | أكون معها بنفس الغرفة، وكأنها ليست موجودة حتى. |
Bu senin sorun. Neden ondan sanki burada değilmiş gibi söz ediyorsun? | Open Subtitles | هذه مشكلتك , لماذا تتحدثين عنها وكأنها ليست جالسة |
Sanki canlı değil gibiydi. | Open Subtitles | وكأنها ليست حيّة |
Odada bile değilmiş gibi onun hakkında konuşuyorsun. | Open Subtitles | تتحدث عنها وكأنها ليست بالغرفة حتى. |
Evet, ona insan değilmiş gibi davranmak da bana uymuyor. | Open Subtitles | معاملتها وكأنها ليست إنسانه لا يتفق معي |
Benim fikrim değilmiş gibi göster. | Open Subtitles | تصنع وكأنها ليست فكرتي |
Burada bile değilmiş gibi davran. | Open Subtitles | تظاهري وكأنها ليست هنا |
Ve bu önemli bir şey değilmiş gibi davranıyor. | Open Subtitles | يتصرف وكأنها ليست ذات اهمية! |