Bazen kaybettiğinizi sandığınız şeyler sanki hiçbir şey olmamış gibi her zaman onları sakladığınız yere, eski yerlerine geri dönerler. | Open Subtitles | تلك الأشياء التي تعتقد إنك فقدتها أحيانا تعود إلى مكانها إلى المكان الذي أخذتهم منه بالأصل، وكأن شيئاً لم يحدث |
Sanki hiçbir şey olmamış gibi. | Open Subtitles | نعم لم تبدو بحال أفضل من هذه من قبل وكأن شيئاً لم يحدث لها |
Birileri buraya gelip, hiçbir şey olmamış gibi göstermeye çalışmış. | Open Subtitles | شخص ما بطريقته الخاصة قام بعمل الكثير ليبدو وكأن شيئاً لم يحدث هنا |
Sanki tozları halının altına süpürüp, hiçbir şey olmamış gibi yapmayı. | Open Subtitles | فقط تكنسين الأمر تحت البساط وكأن شيئاً لم يحدث ؟ |
Hiç bir şey olmamış gibi davranır. Evlilik bozulmaz. | Open Subtitles | ولكنه تصرف وكأن شيئاً لم يحدث لم يفسُد الزفاف |
Sabahları ise fıskıye tamamen kuruydu, sanki hiçbir şey olmamış gibi. | Open Subtitles | وفي الصباح يكون جافاً ، وكأن شيئاً لم يحدث |
Ama tanıyorum onu, hiçbir şey olmamış gibi davranacak ve etrafa yaymaya devam edecek. | Open Subtitles | أنا أعرفه ، سيتصرف وكأن شيئاً لم يحدث وسيستمر في نشر ذلك |
Penguen ya. Ve buraya bakıyoruz... Sanki hiçbir şey olmamış gibi gülüyorsunuz. | Open Subtitles | لكن ، ها أنتي ، مبتسمة وكأن شيئاً لم يحدث ، تظاهر تام |
Tommy'yle hiçbir şey olmamış gibi antrenman yapıyorsunuz. İnanılmaz bir durum. | Open Subtitles | أنت وتومي تتدربان معاً وكأن شيئاً لم يحدث. |
Ne yani, hiçbir şey olmamış gibi mi davranayım? | Open Subtitles | لقد طلبتَ منى إذاً أن أتصرف وكأن شيئاً لم يحدث |
Ama yapacağımız en iyi şey, hayatlarımızı hiçbir şey olmamış gibi anlatmak. | Open Subtitles | ولكن الأفضل أن نمضي قدماً وكأن شيئاً لم يحدث |
Hekim bacağı hiçbir şey olmamış gibi eski haline dönecek dedi. | Open Subtitles | الدكتور أكد لي بأن ساقه ستتعافى وكأن شيئاً لم يحدث |
Sonra ertesi gün sanki hiçbir şey olmamış gibi işe geldi. | Open Subtitles | و من ثم جاء للعمل في اليوم التالي وكأن شيئاً لم يحدث و من ثم جاء للعمل في اليوم التالي وكأن شيئاً لم يحدث |
Herkes hikâyesini yüreğine gömdü ve sanki hiçbir şey olmamış gibi yaşamaya devam etti. | Open Subtitles | الجميع خبئوا قصصهم في قلوبهم و إستمروا بالعيش وكأن شيئاً لم يحدث |
Kendimi güvende hissetmiyordum. Bunun bir sebebi de şeytani ikizlerin hiçbir şey olmamış gibi okulda dolaşmaları. | Open Subtitles | لم أكن أشعر بالأمان، وهذا لأن التوأم الشرير كانا يتجولان فى المدرسة وكأن شيئاً لم يحدث |
Yani hiçbir şey olmamış gibi ofise gidip herkesin bana gözünü dikmesini ve nefret etmesini mi izleyeyim? | Open Subtitles | إذن، سأذهب للمكتب وكأن شيئاً لم يحدث مع وجود الجميع يحدقون بي ويكرهونني؟ |
İki hafta sonra hiçbir şey olmamış gibi benimle konuşmaya başlamışlardı. | Open Subtitles | وبعد أسبوعين، بدأو بالتحدث معي مجدداً وكأن شيئاً لم يحدث |
Daha yeni üç kişiyi öldürdün ama hiçbir şey olmamış gibi davranıyorsun. | Open Subtitles | أنت قمت بالتو بقتل 3 أشخاص ولكنك تتصرف وكأن شيئاً لم يحدث ؟ |
Hiç bir şey olmamış gibi evlerine, önceki görevlerine döndüler bazıları terfi bile etti. | Open Subtitles | ذهبوا الى منازلهم وكأن شيئاً لم يحدث ورجعوا الى وظائفهم السابقة حتى البعض منهم حصلوا على مناصب اعلى |