Babam on yıldır hasta ama üç yıl önce hastalığı ciddileşti ve onu evinden çıkarmak zorunda kaldık -- içinde büyüdüğüm ev, kendi elleriyle yaptığı ev. | TED | كان أبي مريضًا لمدة عشر سنوات، ولكن قبل ثلاث سنوات اشتد عليه المرض، وكان علينا نقله من منزله، المنزل الذي ترعرعت فيه، المنزل الذي بناه بيديه. |
Sonra, geç oldu ve ikimiz de gitmek zorunda kaldık. | Open Subtitles | بعد ذلك أصبح الوقت متأخرا وكان علينا نحن الاثنين أن نغادر |
Muhafızlardan biri kalp krizi numarası yaptı bizde onu çözmek zorunda kaldık. | Open Subtitles | أحد الحراس تظاهر بنوبة قلبية وكان علينا أن نفك قيوده |
Sonra Mueller peşine düştü ave onu çekip sakin olmasını söylemek zorunda kaldık ve Pike'ı ihbar edeceğimizi söyledik. | Open Subtitles | وكان علينا ان نعيده ونهدأه وقلنا انه علينا ان نعيد بيك ووافق الكل |
Hayalarını o kadar sert çekiştirdi ki onu acil servise götürmek zorunda kaldık. | Open Subtitles | لقد سحب خصياته بقوة وكان علينا أخذه إلى غرفة الطوارئ. |
Reaktörü dışarı atmak zorunda kaldık. | Open Subtitles | وكان علينا إخراج المفاعل قبل ان ينفجر ومعه السفينة |
Ve sonra kötüye döndü ve onu yok etmek zorunda kaldık. | Open Subtitles | ثم تحول كول بعدها إلى الشر وكان علينا القضاء عليه |
Teknelerin girmesine izin vermedikleri için çocuklarımızın açlıktan kıvranmasını izlemek zorunda kaldık. | Open Subtitles | وكان علينا ان نشاهد ابنائنا يعانون لأنهم لم يسمحوا بدخول السفن |
Kapıyı kırmaya çalıştık fakat avludan korumalar geldi, onlarla savaşmak zorunda kaldık. | Open Subtitles | حاولنا إسقاط الباب لكن الحراس جائوا من البلاط وكان علينا مقاتلتهم |
Ve yatırım hesabımızı bozdurmak zorunda kaldık. | Open Subtitles | تماما مثل كل أحمق مثله على العقارات في أمريكا. وكان علينا أن النقد في صندوقنا 529 |
Bu grup çok yeşil bir adada yaşıyordu ve onu bir kafesin içine almak zorunda kaldık ama kafesin bir yanını açık bıraktık ki diğer şempanzeler ona ulaşabilsin. | TED | كانت مجموعة الشمبانزي تعيش في جزيرة عشبية، وكان علينا عزله داخل قفص، لكننا فتحنا القفص قليلاً بحيث يتسنى لبقية القرود أن يبقوا على تواصل معه. |
İşte bu sebeple her şeye baştan başlamak zorunda kaldık. | TED | وكان علينا أن نبدأ كل مرة أخرى. |
Ve bir çeşit sos yaratmak zorunda kaldık. | TED | وكان علينا خلق نوع من الصلصة. |
Batman geldi ve kaçmak zorunda kaldık. | Open Subtitles | بات مان ظهر وكان علينا ان نتركه |
Ardından Dorothy iş teklifi aldı ve yaşamak için bir yer bulmak zorunda kaldık ve o zamandan bu yana buradayız. | Open Subtitles | ثم فقد حصلت (دوروثي) على عمل وكان علينا أن نجد مسكناً لنقطُنَه ونحن نقيم هنا منذ ذلك الوقت |
Sokaklarımızı onlarla paylaşmak zorunda kaldık. | Open Subtitles | وكان علينا ان نشاركهم شوارعنا |
Biz de birbirimizi iterek kaldırmak zorunda kaldık. | Open Subtitles | وكان علينا أن نرفع احدانا |
Biz de ipotekten kurtarma hakkını kaldırmak zorunda kaldık. | Open Subtitles | وكان علينا حجزها |
Tekrar suya girip onu çıkarmak zorunda kaldık. | Open Subtitles | وكان علينا العودة لرفعه |
Batman geldi ve kaçmak zorunda kaldık. | Open Subtitles | (باتمان) قد ظهر وكان علينا الهرب |