"وكان هناك ذلك" - Translation from Arabic to Turkish

    • vardı
        
    Aynı sana benzeyen bir çocuk vardı. Open Subtitles وكان هناك ذلك الفتى والذي كان يشبهكم نوعاً ما
    Demek istediğim, birkaç ay önce eve gittiğimde pizzacıda çalışan, tıraşlı, temiz bir adam vardı. Open Subtitles ما أقصده هو, قبل شهرين رجعت إلى بلدتي.. وكان هناك ذلك الرجل النظيف الذي يعمل في مطعم بيتزا
    - ve hani küçük bir çocuk vardı onu takip etmiştim ve ... Open Subtitles وقلبت المنزل رأساً على عقب وكان هناك ذلك الولد الصغير في السوق
    Çocuklar bana bu yolu gösterdiler ve doğranmış bir köpek vardı ve ben kanın üzerine düştüm. Open Subtitles هؤلاء الأطفال أروني فقط ذاك الممرّْ وكان هناك ذلك الكلب مُقطَّع كلياً وقد وقعت في الدم
    Biri vardı başıyla selam verdi ve elini uzattı ben de tokalaşmak için elini tuttum ve o elimi bırakmadı. Open Subtitles وكان هناك ذلك الرجل وقد أومأ ثم وضع يده وقد أمسكت بيده هكذا لأسلم عليه
    Daha önce gördüğüm, birkaç ortak dersimiz olan bir çocuk vardı. Open Subtitles وكان هناك ذلك الفتى الذي سبق أن رأيتُه وكان برفقة بعض زملائه..
    Benim kuşlara karşı bakış açım, ben lisede küçük bir çocukken değişti. Bir çocuk vardı, Augur Şahini dediğimiz bir kuşu kanadından ve bacağından yaralamak için nişan almıştı. TED لقد تغيرت وجهة نظري تجاه الطيور عندما كنت صبيًا يافعًا في المدرسة الثانوية، وكان هناك ذلك الفتى الذي ضرب، فجرح جناح وساق طير كنا نسميه الصقر المنذر.
    Bir de üvey ailenle ilgili bir olay vardı. Open Subtitles وكان هناك ذلك الشيء عن والديك بالتبنّي
    Hani Time Square'e, sinemaya gittiği bir sahne vardı. Open Subtitles وكان هناك ذلك المشهد عندما ذهب إلى المسرح فى "تايم سكوير"
    Ve Timmy Eckensterner diye birisi vardı. Open Subtitles وكان هناك ذلك الفتى تيمي ايكينستيرنر
    Buraya geldiğimde, televizyonu açtım ve beraber izlediğimiz bir film vardı. Open Subtitles عندما عدت إلى هنا، شغلت التلفاز، وكان هناك ذلك... الفلم الذي تابعناه سويًا.
    Bir de maske takan korkutucu bir adam vardı. Open Subtitles وكان هناك ذلك الشخص في القناع الغريب
    Aslında olmamam gerekiyordu ama içindeydim ve bir adam vardı gizli ajan gibi bir şeydi ve o uçaktaki herkesi öldürdü, sonra da uçağı indirdi. Open Subtitles لم يفترض بي أن أتواجد على الطائرة لكنني دخلت وكان هناك ذلك الشخص الذي... الذي على ما يبدو أنه عميل سري وهو... هو قتل جميع من كان على متن الطائرة وهبط بها
    Amy Robinson'ın partisindeydim ve orada bir çocuk vardı, Bobby Zaden tam bir pislikti. Open Subtitles في حفلة (آمي روبنسون) وكان هناك ذلك الفتى (بوبي زادن) الذي كان أرعناً تماماً
    Bir de şu köpek vardı. Open Subtitles وكان هناك ذلك الكلب...
    Girit'teki o güzel plajda kamp yapıyordum etraf süper insanlarla dolu falan, sonra bir çocuk vardı hoşlandığım Paco, taş gibi ve seksi, tek heceli ve tam benim tipim. Open Subtitles أعني، كنت في مخيم على (هذا الشاطئ الجميل في جزيرة (كريت مع كل هؤلاء الناس الرائعين (وكان هناك ذلك الشاب الذي أعجبني، (باكو متأمل، وجذاب ومتماسك، ومن النوع الذي أفضله تماماً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more