"وكسرت" - Translation from Arabic to Turkish

    • kırdı
        
    • kırmış
        
    • kırıldı
        
    • kırmıştım
        
    • kırdın
        
    • bozdum
        
    • kırık
        
    • kırmıştı
        
    • kırarsam
        
    • kırılmış
        
    • kırdım
        
    O kadın onun arabasına bindi ve onun ayak bileklerine sarıldı ve iki ayağını da kırdı. Open Subtitles تلك المرأة أخذت تلك اللّوحة ووضعتها على عظم كاحله وكسرت كلا قدميه
    Kapıdan geçerken, takıldı, düştü ve kalça kemiğini kırdı. Open Subtitles عندما ركضت نحو الباب وتعثرت وكسرت عظم فخذها
    Kocaman bir ağaçtan düşmüş ve aşağıya inene kadar tüm dalları kırmış gibi görünüyor. Open Subtitles تبدو كمن سقطت من على شجرة وكسرت كل الأغصان في طريقها للأسفل
    Ve topa doğru atlarken, bir diğeri onun dizine bastı, ve bu şeklide kırıldı. TED وبينما كان محلقا شخص ما لكزه في ركبته، وكسرت هكذا.
    Boo Radley'in elma ağacından aşağıya düşüp kolumu kırmıştım. Open Subtitles وأتذكر عندما وقعت من على شجرة تفاح العجوز بو وكسرت ذراعى
    En iyi kazanan elemanımın dizlerini kırdın. Open Subtitles وكسرت ركبتي أفضل عامل مخرطةٍ عندي
    O gece işaret kulesinden gelen sese sebep olan teçhizatı ben bozdum. Open Subtitles في تلك الليلة خرجت وكسرت قطعة من المعدات هذا سبب طلب المساعدة لاصلاح القطعة
    Son bölümde, Lucille anlatıyor, 60 yıllık tartışmasız bir evlilikten sonra kırık bir vagon tekeri yüzünden çileden çıkıyor ve tüm bu kaçınma teorisinin bir at kakası olduğunu fark ediyor. Open Subtitles في الخاتمة , حيث تعترف لوسيل بعد ستون عاما من الزواج الخالية من الصراعات انها فقدت اعصابها وكسرت العربة ذات العجلات
    Attığım bir taş sekip,dişimi kırmıştı. Open Subtitles رميت طوبه على الحافه ولكنها ارتدت وكسرت اسنانى
    Bir keresinde bir amigo sopayı sadece bir gün kaybetti ve basit bir parmak ucuna hareketinde bacağını kırdı. Open Subtitles كنت أعرف مرة واحدة في المشجعين الذين في غير محله العصا ليوم واحد فقط وكسرت ساقها أنها تفعل لمسة بسيطة بإصبع القدم
    Charles, üç kaburga kemiğimi ve çenemi kırıp beni geceliğimle sokağa attığında Olivia Pope levyeyi alıp onun dizkapaklarını kırdı. Open Subtitles عندما كسرتشارلز ثلاثة من أضلاعي وكسر فكّي ورماني خارج المنزل في الثلج بمنامتي أخذت أوليفيا بوب عتلةُ وكسرت ركبته
    Parti çığırından çıktı, heyecan yapıp boynunu kırdı kız. Open Subtitles وسارت الحفلة بشكل سيئ لقد تحمست وكسرت عنقها
    Yataktan düşüp, bacağını kırdı. Open Subtitles وقعت من على السرير وكسرت ساقها
    O zavallı kuş olmalı. Pencereye çarpıp boynunu kırmış. Open Subtitles يجب أن يكون ذلك الطير سيّئ الحظ لقد ارتطم في النافذة وكسرت رقبتها.
    Apartmanıma gelmiş kapıyı kırmış, 911'i aramış. Open Subtitles ثم اتت الى الشقة وكسرت الباب واتصلت بـ 911
    Merdivenden aşağı yuvarlanmış. - Elini kırmış. - Aman Tanrım. Open Subtitles ـ لقد وقع بعض درجات السلم وكسرت ذراعه ـ أوه يا إلهى
    Dört gün sonra düştü ve kalça kemiği kırıldı. Ameliyat olması gerekmişti ve hayatta kalmak için savaşıyordu. TED بعد أربعة أيام وقعت، وكسرت وركها، واحتاجت لجراحة ووجدت نفسها تكافح لكي تنقذ حياتها هي.
    Bir uyuşturucu satıcısı vuruldu ve bir kadının bacağı kırıldı. Open Subtitles قُتل مروّج مخدرات بطلقات نارية وكسرت ساق إمرأة
    Sonra ilk kez denge aletine çıkmam gerekmişti düşüp kukuş kemiğimi kırmıştım. Open Subtitles لذا في المرة الأولى التي ركبت فيها على لوح الميزان سقطت وكسرت عظم فرجي
    - Peki ya bir duvara vurup elini kırana kadar tüm camları kırdın mı? Open Subtitles -هل ضربت كل النوافذ حتى وصلت الحائط وكسرت يدك؟
    Bir kadınla yattım ve Tanrı'ya ettiğim yemini bozdum. Open Subtitles لقد ضاجعت امرأة وكسرت عهودى للرب.
    - Kadını boğup içine kırık şişe sokmuş. Open Subtitles هي خنقتها وكسرت زجاجة فوقها هراء
    Hatta bir senesinde yürüyüş sırasında kızlardan birisi düşmüştü ve küçük parmağını kırmıştı sonra da bana gelip, tüm kasabayı dava etmek istemişlerdi. Open Subtitles حسـناً , في أحـد الـسنين , كـانوا يملكون طوافة في العرض أحـدى بنــاتهم سقـطت , وكسرت أصـبعها الــصغير وعـندها أتـوا لـعندي يـريدون أن يُـقاضون الـبلدة بـأسرها
    Eğer 80'ı kırarsam karını öldürmezsin değil mi? Open Subtitles لو فعلتها وكسرت الرقم 80 لن تقتل زوجتك,أليس كذلك؟
    Babama bir otobüs çarpmış ve boynu kırılmış, ve o ölmüş. Open Subtitles أبي قد صدمته حافلة، وكسرت عُنقه، وهو ميت.
    Bir keresinde ağaca tırmanmanın iyi bir saklanma yeri olacağını düşündüm fakat düşüp kolumu kırdım. TED ومع ذلك، ذات مرة اعتقدت بأن تسلق الشجرة سيقود إلى مخبإ عظيم، ولكنني وقعتُ وكسرت يدي.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more