ve bu anlamda İbrahim'in Yolu' bir oyun-değiştirici. Size sadece bir şey göstereyim. | TED | وكل هذا من طريق إبراهيم انه مغير للمعطيات دعوني أريكم شيئاً ما .. |
ve bu şartların daha kol aramaya başlamadan önce sağlanması lazım. | Open Subtitles | صبورجداً وكل هذا قبل أن نبدأ بالبحث عن ذراع مناسبة له |
Tüm bu grafiklerin, Tüm bu ilerlemenin, ilk kısımda gösterdiklerini çözmek için yeterli olduğunu nasıl bilebiliriz? | TED | كيف لنا أن نعرف أن كل هذه الرسوم البيانية وكل هذا التقدم يكفي لحل ما عرضته لنا في الجزء الأول؟ |
ve hepsi tiyatromu yeniden açmaya, seni desteklemeye ve bir zamanların önde gelen birine ve yaşlanan kızına meleği oynamaya yönlendirmek içinmiş. | Open Subtitles | وكل هذا يغريني لإعادة فتح مسرحي ودعمك ولعب دور ملاك لما كان الرجل القائد وتخريفه العمري |
Seçimlerde ilerlemeye şahit olduk -- Bütün bunlar bu etki alanı sayesinde gerçekleşti. | TED | وقد حققنا انجازات في مجال الانتخابات وكل هذا تم بتلك العداد .. عداد القوات العاملة في أفغانستان |
Yakında Lily'miz müthiş bir çocuk olacak Ve bunların hepsi unutulacak. | Open Subtitles | عاجلا طفلتنا الصغيرة ليلي،ستكبر و تكون ناضجة وكل هذا سينتسى الى الابد |
Alışveriş yapmak için zamanın olmadığını fark ettim hani hapishane yüzünden falan. | Open Subtitles | عرفت انك ليس لديك وقت كاف للتسوق الوجود في السجن وكل هذا |
Ve tüm her şey, yalandan başka bir şey değilmiş. | Open Subtitles | وكل هذا الوقت لم يكن يفعل أيه شئ سوى الكذب |
Bütün bu sanat eserleri, milattan önce 4000 yılda yapıldı. | Open Subtitles | وكل هذا الفن تم إبتكاره في عام 4000 قبل الميلاد |
Sadece altına imza atacaksın ve bu iş sona erecek. | Open Subtitles | اريد فقط اريد توقيعك في الاسفل وكل هذا سوف ينتهي |
Çok merkezli bir diz ve bu da mekanizma demek, dört çubuklu mekanizma. Doğal insan dizini taklit ediyor. | TED | وهي ركبة صناعية متعددة المراكز، وكل هذا يعني أن طريقة عملها يكون بواسطة أربع قضبان بشكل يحاكي الركبة البشرية الطبيعية |
Sadece o da değil, herhangi bir devlet hukuki olarak bu anahtarı verilerine ulaşmak için isteyebilir ve bu senin haberin bile olmadan gerçekleşebilir. | TED | ولكن ليس هذا فقط، يمكن أن تطلب أي حكومة بشكل قانوني مفتاح التشفير وتحصل على بياناتك الخاصة. وكل هذا بدون علمك بذلك. |
-Dün gece ve bu sabah çok yaptık. | Open Subtitles | فعلنا ذلك الليلة الماضية وكل هذا الصباح. |
Tüm bu zaman boyunca yalanımı yakalayıp, beni kapana kıstırmak için uğraşıyordun! | Open Subtitles | وكل هذا الوقت كنت تحاول الإيقاع بي في الفخ |
Tüm bunlardan acı duymak. Tüm bu vahşetten. Eğer acı duymasaydık, hepimiz birer canavar olurduk. | Open Subtitles | الذبح وكل هذا الرعب أنه يكشف الوحش الكامن في داخلنا جميعاً |
Şimdi ne yapacağım? Lanetlendim! ve hepsi bayan Erkeğin ejderini yola çıkarmak istemesi yüzünden. | Open Subtitles | أَنا مشؤوم، وكل هذا بسبب الآنسة الرجل تقرر أَخذ معرضها عائق صغير على الطريق |
"Alabama Greenville'deki en zengin ailelerden birinde doğdu, babası pamuk işindeydi ve hepsi bu." | Open Subtitles | ولدت في إحدى أغنى العئلات في جرين فالي ألاباما. والدها من تجار القطن.. وكل هذا الهراء. |
Ve Bütün bunlar ağızlarımızdan çıkan bir parça hava dolayısıyla olabilir. | TED | وكل هذا بسبب نفحة من هواء خارجة من أفواهنا. |
Ve Bütün bunlar biriken kültürel adaptasyonun sonucudur. | TED | وكل هذا حدث بفعل التأقلم الثقافي المتراكم. |
Bak, sadece alttan al, sakin ol Ve bunların hepsi yakında geçecek. | Open Subtitles | فقط نبقى هنا هادئين وكل هذا سينتهى قريباً |
Biz bir örgütüz hanımefendi. Başkanımız, bakanımız falan da var. | Open Subtitles | أجل نحن منظمة سيدتي ولدينا رئيس وسكرتيرة وكل هذا |
- her şey büyük bir planın parçasıymış. - Efendim, ne dedin? | Open Subtitles | .ـ وكل هذا جزء من خطة .ـ أنا آسف ما الذي قلته؟ |
Ve Bütün bu ekosistemi 33 sene öncesine kadar bilmiyorduk bile. | TED | وكل هذا النظام البيئي لم يكن معروفاً قبل حوالي 33 عاماً مضت. |
Bu duyulmuş bir şey değil. hepsi bu teknoloji ve | TED | وهذه أشياء غير مسموعة، وكل هذا بسبب هذه التقنية. |
Bunca zamandır, böyle atış yapanı görmedim. | Open Subtitles | الرياح. وكل هذا الوقت، كنت ارمي الكرم من خلال السلة. |
Ve tüm o sadakat, tüm o güven, senin için artık var olmayacak. | Open Subtitles | وكل هذا الإخلاص والولاء لن يصبحوا موجودين بالنسبة لك |
ve tüm bunlar üretebileceğimiz biçimlerin olanaklarını izah eder. | TED | وكل هذا يشرح نطاق النماذج التي يمكننا إنتاجها. |