Ama bunun yerine hastaneye yatırdılar ve bana çok iyi baktılar. | Open Subtitles | وبدلاً مِن ذلك، دَخلتُ مستشفى، وكَانَ عِنْدَهُ عنايةُ على مدار الساعةُ. |
Chao yine de endişeliydi ve önce adamlarından birine ateş ettirdi. | Open Subtitles | وكان تشاو لا يزال قلقاً وكَانَ عِنْدَهُ أحد رجالِه يصابون أولاً |
Patronu, inatçı ve ağır bir şekilde bağırsaklardan hasta olduğundan beri, ki izinli gün sayısı arttı, Georg'dan servisin başına geçmesini istediler. | Open Subtitles | مؤخراً أصبح رئيسه يعاني من مرض معوي وكَانَ غالبا مريض |
Rüyamda yüzümdeki deriyi yırttığımı ve altında başka birinin olduğunu gördüm. | Open Subtitles | حَلمتُ أنا مزّقتُ كُلّ الجلد مِنْ وجهِي وكَانَ هناك شخص آخر تحته. |
Şaşıydı. 90 santim boyundaydı ve nefesi baykuş pisliği gibi kokuyordu. | Open Subtitles | بِطول 3 أقدامٍ الأحول وكَانَ عِنْدَهُ نفسُ مثل ذرقِ البومةِ. |
Bir gün gözlerini açtı ve neler olduğunu anlayamadı başta sonra kendine geldi | Open Subtitles | يوم واحد هو فقط فَتحَ عيونَه وكَانَ مثل الذي يُخرّبُ. |
İşten erken çıktığını ve yatmaya gittiğini söyledi, uyandığında beni arayacaktı. | Open Subtitles | قالَ بأنّه نَزلَ من العملِ مبكراً وكَانَ ذاهِباً إلى سريرِ، وهو يَدْعوني عندما إستيقظَ. |
Parayı her an geri isteyebilirlerdi, ve 24 saat içinde ödemek zorundaydınız. | Open Subtitles | وهو أن القرض يُمْكِنُ أَنْ يُطلب في أي وقت كان وكَانَ لِزاماً أَنْ يُسدَّد خلال 24 ساعة |
Aslında bu konuyu bilen ve haber yapmaya cesaret eden sadece bir gazeteci var. | Open Subtitles | في الحقيقة، هناك مراسل إعلامي وحيد، سَمعَ به .وكَانَ لديه الشجاعةُ لتَغْطية هذه القضيةِ |
ve sudan buruşmuş korkunç dergiler vardı. | Open Subtitles | وكَانَ عِنْدَهُ مجلاتُ مروّعةُ لتَوفير المالِ. |
Kısa saçlı, sıska ve gözlük takıyordu. | Open Subtitles | كَانَ عِنْدَهُ شَعرُ قصيرُ، نحيل وكَانَ يَلْبسُ الأقداحَ. |
Alvarado'nun sahip olduğu her şey bu,... ve onu yakaladıklarında bunları mı giyiyormuş? | Open Subtitles | الآن، هذا كُلّ شيءُ ألفارادو كَانَ عِنْدَها وكَانَ يَلْبسُ متى يَعتقلونَه؟ |
Arka bahçeye gittim ve her yerde mumlar vardı. | Open Subtitles | لذا ذهبت إلى الساحةِ الخلفية وكَانَ الشموعُ فى كل مكان. و رباعي وتري. |
Ama ben ne giyeceğimi düşünmedim... Dün Bergdorf'ta gördüm ve senin için almak zorundaydım. | Open Subtitles | اوه، لَكنِّي لا، أنا لا لم افكّر به رَأيتُه في بيرجدورف أمس وكَانَ عِلي |
Eli David, buraya geldi ve hemen ardından da öldü. | Open Subtitles | ألي ديفيد وَصلَ هنا يوم واحد وكَانَ ميتَ القادمون. |
O halde şüpheli kazayı gördü ve onu hastaneye götürüyordu. | Open Subtitles | لذا الحَادِث الغير فرعي على الحادث بِالصُّدفَة وكَانَ يَأْخذُها إلى المستشفى. |
Kanmca ölümü ani olmus... ve dogrudan dogruya bu yaradan kaynaklanms. | Open Subtitles | الموت، في رأيي، كَانَ فورياً... وكَانَ سببه هذا الجرحِ. |
Üstü kanlıydı ve elinde tabanca vardı. | Open Subtitles | هو غُطّى بالدمِّ وكَانَ عِنْدَهُ a بندقية. |
Şiir olarak yazmış ve bir gece İnsan Kolektifinde ben de gitarla ona eşlik ettim. | Open Subtitles | كَتبَه كa قصيدة وكَانَ يَقْرأُه ليلَ واحد في الجَماعيِ الإنسانيِ، عندما إشتركتُ به بقيثارتِي. |
Biliyorum, ama o dünyada yaşayan ve gerçek olan onun gibi davranıp onun gibi giyinen milyonlarca kadını temsil ediyor... | Open Subtitles | أَعْرفُ، لَكنَّها مثّلتْ ملايين النِساءِ التي كَانتْ حقيقيات... وكَانَ عِنْدَهُ لِبس وتَصَرُّف مثل ذلك... |