Sonra bölmelere ayırırz ve her çocuk kendi ayrı yaşam alanına sahip olur. | Open Subtitles | وبعد ذلك سوف نضع فواصِل وكُل طِفل سوف يحظي بمنطقة معيشة خاصة بِه. |
Ama onlarla aynı kanı ve geçmişi paylaşsam bile beni ben yapan, bugün ve her gün yaptığım seçimlerdir. | Open Subtitles | أشاركهم أنني من بالرغم لكن وتاريخهم بدمهم اللتي الإختيارات اليوم بها أقوم ذلك يوم وكُل نفسي تجعلني |
Julian bir bilgisayar korsanı, her bilginin iyi olduğuna ve her şeyin yayımlanması gerektiğine dayanan bir ideolojiden geliyor. | Open Subtitles | "جوليان" قرصان حواسيب، هو آتي من المبدأ الذي يقول أن كُل المعلومات جيدة، وكُل شئ يجب أن يتمّ نشره. |
Nihayetinde her hedefin sömürülebilecek bir zayıflığı vardır. | Open Subtitles | وكُل مهمة فيها نقطة ضعف تستطيع ان تستغلها |
Nihayetinde her hedefin sömürülebilecek bir zayıflığı vardır. | Open Subtitles | وكُل مهمة فيها نقطة ضعف تستطيع ان تستغلها |
Dönersin ve dengen bozulur, sonra kalkarsın, güvenmen gereken tek şey vücudunu ne kadar iyi tanıdığın ve iki ayağını nereye koyacağındır. | Open Subtitles | وكُل ما عليك إدراكه، ما مدى معرفتكَ لجسمك. ووضع قدميك على الأرض، وإيجاد الأفق في نفسك. |
Birkaç ay içinde dönecek ve her şey eskisi gibi olacak. | Open Subtitles | هو سيعود مرة أُخري بعد عدة أشهر وكُل شئ سيكون كما هو |
Onlara milyonlarca dolar kazandırıyorum ve her sene şu rezil ödül töreni yemeklerinde oturup birinin "başarılısın" demesini bekliyorum. | Open Subtitles | أصنع لهم ملايين الدولارات، وكُل سنة أجلس في حفلات عشاء تقديم الجوائز المريعة، أنتظر من أحد أن يقول لي، "أنتَ جيد." |
İki üç kere izledim ve her gördüğümde nefesim kesildi. | Open Subtitles | وكُل مرة أُشاهده، أنا فقط ألهث. |
Güvende olduğumu ve her şeyin düzeleceğini söylerdi. | Open Subtitles | ... كان يُخبرني أني آمِنة وكُل شيء سيكون على مايُرام |
Her sabah ve her akşam. | Open Subtitles | ،في كُل صباح وكُل مساء |
ve her insan farklı tepki veriyor. | Open Subtitles | وكُل شخص يتصرف بشكل مخُتلف |
Dönersin ve dengen bozulur, sonra kalkarsın, güvenmen gereken tek şey vücudunu ne kadar iyi tanıdığın ve iki ayağını nereye koyacağındır. | Open Subtitles | وكُل ما عليك إدراكه، ما مدى معرفتكَ لجسمك. ووضع قدميك على الأرض، وإيجاد الأفق في نفسك. |
Biz bir cinayet araştırıyoruz, ama sizin elinizde olan tek şey olası uyuşturucu dağıtımı ve güney sınırıyla bağlantı kayıpları. | Open Subtitles | نحن نعمل على جريمةِ قتل, وكُل ما لديك هو توزيع المُخدرات وبعض الأتصالات التي قُطعت في الحد الجنوبي؟ |
Ve benim için önemli olan tek şey senin güvende olman. | Open Subtitles | وكُل ما أكنُّ له إهتمام هو ان اجعلكِ بأمان. |