doğdukları andan kendi başlarına kalacakları ana dek 12 güne ihtiyaçları var. | TED | انهم بحاجة فقط 12 يوما من لحظة ولادتهم حتى يمكنهم الاعتماد على انفسهم |
Ve sonraki dolunay gecesinde merasim sularını içtikten sonra iki delikanlı, doğdukları topraklardan ayrıldılar ve cesur yürekleriyle, yolculuklarına başladılar. | Open Subtitles | و في ليلة اكتمال البدر بعد ان قاموا بشرب اخر كوب من الماء بالمهرجان الشابين قد تركوا مكان ولادتهم |
Eminim ki, doğdukları yere geri dönmek istiyorlar. | Open Subtitles | ..أنا متأكد من أنهم يريدون العودة إلى مكان ولادتهم |
Doğar doğmaz kızlara kur yapmaya başlarlar. | Open Subtitles | بمجرد ولادتهم يبدؤون بمغازلة الفتيات الجميلات |
Bu resmen çocuklar için sahte haber ve onları doğduklarından itibaren önlerine gelen ilk linke tıklamaları için eğitiyoruz, kaynağının ne olduğunu bile umursamadan. | TED | إنها بالتأكيد أخبار مزيفة للأطفال، ونحن ندرّّبهم منذ ولادتهم على النقر على أول رابط يظهر أمامهم، دون النظر إلى مصدره. |
Birçok sıradan insan, doğdukları andan itibaren bile başvursalar, | Open Subtitles | عامة الناس، حتي وإن طلبوا الإنظمام إليها عند ولادتهم |
doğdukları andan itibaren, dünya onları hemen geri almaya çalışıyor. | Open Subtitles | من لحظة ولادتهم إلى هذا العالم العالم يحاول إعادتهم |
Naziler gelip doğdukları zaman yavruları annelerinden alıp uzaklara mı götürüyorlar? | Open Subtitles | النازيون يدخلون فحسب و يأخذون الأطفال من أمهاتهم بعد ولادتهم |
Öylesine kararlı ve saldırgan bir soy ki ana rahminin içinden kendi annelerini yiyerek doğdukları söylenir. | Open Subtitles | من سلالة عنيدة وخبيثة وكما يقال فهم يتغذون على أمهاتهم قبل ولادتهم وهم بداخل الرحم |
Bu tarzda en sevdiğim çalışma ise hamileliği süresince belli bir diziyi her gün izleyen kadınların bebeklerinin doğdukları zaman o programın reklam müziğini hatırladığının gösterildiği çalışmadır. | TED | تجربتي المفضلة من هذا النوع كانت التي أظهرت أن الأطفال الرضع الذين كانت أمهاتهم تشاهدن مسلسلا معينا يوميّا خلال فترة الحمل تمكّنوا من التعرف على أغنية ذلك المسلسل بعد ولادتهم. |
Anne iki ay kadar önce karın altında, sağır ve kör doğan yavruların, doğdukları günden beri bildikleri tek besinle, süt verme vaadiyle âdeta baştan çıkarıyor. | Open Subtitles | الآن هي تغريهم باللبن... الطعام الوحيد الذي يعرفه الجراء منذ ولادتهم... ... |
doğdukları andan itibaren hazırlanmıştır. | Open Subtitles | كل شيء معد لهم منذ لحظة ولادتهم. |
Bütün erkeklerin doğdukları yere gitmeleri gerekiyordu. | Open Subtitles | يجب أن يعود الجميع إلى مكان ولادتهم |
Ama doğdukları andan itibaren bebek geldiği anda gururlu ve heyecanlıymış gibi davranırsın. | Open Subtitles | لكن لحظة ولادتهم... يأتي ذاك الطفل وتتصرف بفخر وتفاجئ |
doğdukları günden beri yanındalardı. - Değillerdi, onlar sadece... | Open Subtitles | وأنت تعرفهم منذ ولادتهم - .. لم يكونوا، كانوا مجرد - |
Aslında en iyisi, doğdukları anda imha etmek. | Open Subtitles | من الافضل , محيهم منذ ولادتهم |
Bu sadece doğdukları yerin sonucu. | Open Subtitles | حيث أن ذلك ناتج مكان ولادتهم |
Doğar doğmaz sopa edinecek olan torunlarımızı onurlandırmak için oynayacağız. | Open Subtitles | سوف نلعب لأجل الأحفاد الذين سيمنحون عصي عند ولادتهم |
doğduklarından beri, bir gün bile onlardan ayrı kalmadım ben, lütfen. | Open Subtitles | لم أبتعد عنهم لأكثر من يوم واحد منذ ولادتهم |