Demek istediğim, bir geliriniz ya da birikmiş paranız...kendi eviniz bile yok. | Open Subtitles | أقصد لا تملكين دخل، لا تملكين مدخرات ولا تملكين منزلكِ بعد الآن |
Cinayet saati için bir görgü tanığın yok. | Open Subtitles | ولا تملكين حجة غياب لهذه المسألة في الإطار الزمني |
Gizli ve senin yetkin yok benimse buna ayıracak zamanım. | Open Subtitles | سرّي ولا تملكين الصلاحية. لا وقت لدي لهذا. |
Doğru. Benim her şeyim varken senin hiçbir şeyin yok diye değil mi? | Open Subtitles | صحيح، لأنّي أملك كلّ شيء ولا تملكين شيئاً |
Ve tangoyu yapabilecek kadar cinsel çekiciliğin yok. | Open Subtitles | ولا تملكين جاذبية جنسية كافية لإظهار مصداقية التانجو. |
Doğru. Benim her şeyim varken senin hiçbir şeyin yok diye değil mi? | Open Subtitles | صحيح، لأنّي أملك كلّ شيء ولا تملكين شيئاً |
Ve ailen seni o okullara göndermeye çalışırken çulsuz kaldı. Senin de pek paran yok. | Open Subtitles | ووصل والداكِ لحد الإفلاس في محاولة إرسالكِ لتلك المدارس، ولا تملكين أيّ مال أيضاً. |
Tamam, yani televizyonun yok telefonun yok, bilgisayarin da yok? | Open Subtitles | حسنا, انتي لاتملكين التلفاز؟ لا تملكين الهاتف النقال ولا تملكين الكمبيوتر? |
- 30 yaşındasın ve ehliyetin mi yok? | Open Subtitles | ـ عمرك 30 ولا تملكين رخصة قيادة؟ |
Cate, 32 yaşında olmana rağmen neden hiç annelik içgüdün yok merak etmiyor musun? | Open Subtitles | (كيت)، هل تساءلتِ يوماً لمَ بلغتِ الـ32 من عمركِ ولا تملكين عظام الأمومة في جسدكِ؟ |
Britta, daha yeni taşındın. Yatak odan bile yok. | Open Subtitles | بريتا) إنتقلت للتو) ولا تملكين غرفة نوم حتى |
Bunca gücün var ama basit bir soruyu cevaplandıracak kadar bile cesaretin yok. | Open Subtitles | {\pos(190,210)}تمتلكين كلّ هذه القوّة ولا تملكين الشجاعة للإجابة عن سؤال بسيط لعين |