Ama bazı uzak doğu kültürlerinde güvercin özellikle güvercin kafası çok lezzetli yapılır. | Open Subtitles | ولكن عددة ثقافات الشرق الأقصى تنظر للحمام ولا سيما قادة الحمام كونها شهية |
özellikle perde konusunda biraz değiştirirsiniz ki değiştirdiniz de. | TED | تشوهها قليلا، ولا سيما فيما يتعلق بالنبرة، فتغيرها. |
ve özellikle de şeker arıyor. Yani yorgunluk ile kilo almaya yönelik metabolik eğilim arasında bir bağlantı var. | TED | ولا سيما السكريات. وبالتالي فهناك ارتباط بين التعب واكتساب الاستعداد الأيضي لاكتساب الوزن. |
Silikon Vadisi piyasalar suçlanmalı diyor, özellikle girişim sermayedarlarının girişimcilere sundukları teşvikler. | TED | وتقول فالي سليكون ان الاسواق هي السبب , ولا سيما الحوافز التي أصحاب رؤوس الأموال يقدموها لأصحاب المشاريع. |
özellikle ileriye doğru yeni bir yol almak istiyorsak. | TED | ولا سيما إن أردتم أن يكون لديكم طريقة جديدة للمضي قدمًا. |
Bunu anlamak için, biraz biyoloji bilmek gerek; özellikle de insanların renkleri görüşüne ilişkin. | TED | لفهم هذا، عليك أن تفهم القليل عن علم الأحياء، ولا سيما حول كيفية رؤية البشر للألوان. |
Daha ilginç olan bir diğer olasıklıksa, çift kabuklu yumuşakçalar, özellikle midyeler. | TED | إمكانية أخرى من خلال، وهي مثيرة للاهتمام بشكل كبير، نبحث في ذوات الصدفتين، ولا سيما بلح البحر. |
BG: Rakamların özellikle yurt içinde siyasi değişimlere dönüştüğü bir yerde gibi görünüyoruz. | TED | برونز خيوساني: يبدو أننا في وضع حيث تتحول الأرقام إلى نوبات سياسية ولا سيما على الصعيد المحلي. |
Ayrıca uyarıcı dürtü adı verilen bir rahatsız bir his duyuyorum tik gerçekleşmeden hemen önce ve özellikle onlara direnmeye çalıştığımda. | TED | وأحصلُ أيضًا على هذا الشعور غير المريح الذي يسمى الاندفاع الأولي، قبل حدوث التشجنات اللاإرادية مباشرةً، ولا سيما عندما أحاول مقاومتها. |
Çocuğunu kaybetmek özellikle çocuk sahibi olanlarımız için dehşet verici bir şey. Hatta dehşetin ötesinde, felç edici, takatten kesen bir şey, bu nasıl olur. | TED | فقدان طفل ولا سيما لهولاء الذين لديهم أطفالهم هو أمرٌ مرعب، وأكثر من مرعب، إنه مشلٌ ومنهك وغير محتمل. |
Sanki ölüm yokmuş gibi davranarak insanları, özellikle de sevdiğimiz küçük insanları güvende tutamayız | TED | إن الأمر ليس بالادعاء أن الموت لا وجود له وأننا نحافظُ على الناس، ولا سيما الصغار منهم الذين نحب، في أمان. |
Ama başkalarının hatalarını da anlayın çünkü özellikle bir kadın olarak eğer işlerimiz yolunda gitmiyorsa bunun bizim hatamız olduğu öğretildi. | TED | ولكن افهموا أخطاء الآخرين، لأننا ولا سيما كنساء، تعلّمنا أنه إن لم ينجح شيء ما، فربما ذلك بسبب أخطائنا. |
Bazı çalışmalar ölüm oranını bile etkilediğini gösteriyor, özellikle siyahi kadınlarda kanserde. | TED | بل إن بعض الدراسات تشير إلى أنه يؤثر على معدلات الوفيات، ولا سيما لدى النساء السود المصابات بالسرطان. |
özellikle zengin Batı demokrasilerinde, o zaman bilime daha az inanacaklar. | TED | ولا سيما في الديموقراطيات الغربية الغنية، فهم أقل احتمالاً ليصدقوا ذلك العلم. |
İçeriğinizin daha fazla etkileşim almasını istiyorsanız içerik, bir duyguyu tetiklemeli, özellikle davranış bilimcilerin "yüksek uyarılmalı duygular" dedikleri şeyleri. | TED | وإذا أردتم أن يُشارك محتواكم، فعليه أن يثير المشاعر، ولا سيما السلوكيات التي يسميها العلماء المشاعر شديدة الإثارة. |
özellikle böcekler ve hastalıklara direnç ... ... sağlayan bioteknolojiyi kullanın. | TED | استخدام التكنولوجيا الحيويّة كان أمرا مفيدا، ولا سيما في مكافحة الآفات ومقاومتها للأمراض. |
Matematiksel modellemeyi, biyolojiye ve özellikle de ilaç geliştirmeye uygulayarak yapmaya çalıştığım şey tam olarak bu. | TED | وهذا ما أحاول القيام به من خلال تطبيق النمذجة الرياضية على علم الأحياء ولا سيما على تطوير العقاقير. |
Simdilik güzel. Ama bazen tuhaflaSiyor, özellikle gün batiminda. | Open Subtitles | لكنفيبعضالأحيانتبدو غريبة، ولا سيما عند غروب الشمس |
özellikle diğer insanların kariyerleriyle karşılaştırırsak. | Open Subtitles | ولا سيما في المقارنة مع وظائف الرجال الآخرين |