Ve bana söyleyemeyeceğin hiçbir şey yok. Ben senin annenim. | Open Subtitles | ولا يوجد شئ لا يمكنك أن تخبرني به أنا والدتك |
Muhtemelen ağrının esiri olacak ve benim bunun için yapabileceğim hiçbir şey yok. | Open Subtitles | ربما فقط يموت من الالم ولا يوجد شئ أستطيع فعله لذلك |
Ve onu güvende tutmak için yapamayacağımız hiçbir şey yok. | Open Subtitles | ولا يوجد شئ لن نتمكن من فعله لنجعله بأمان. |
Ayrıca bu kitapların hiçbirinde sebepten bahseden bir şey yok. | Open Subtitles | ولا يوجد شئ في هذه الكتب يساعدني علي فهم السبب |
Evet. Elimden gelen bir şey yok. | Open Subtitles | أنا جاد، ولا يوجد شئ أستطيع فعلة حيال ذلك |
Mürettebatımın yaşamının her bir ayrıntısını da. Söylenecek bir şey yok. | Open Subtitles | كما أعرف كل تفاصيل حياة طاقمي ولا يوجد شئ |
Yapabileceğim hiçbir şey yok. Yanımda yoksun. | Open Subtitles | ولا يوجد شئ يمكنني القيام به أنت لست هنا |
Burası tepesi ve hiçbir şey yok. | Open Subtitles | حسنا هذه هي القمه ولا يوجد شئ هنا |
Ve bunda onurlu hiçbir şey yok. | Open Subtitles | ولا يوجد شئ شريف في هذا |
Aşağı katı ve tüm binayı araştırdık hiçbir şey yok. - Peki ya dışarısı? - Gidip bakayım. | Open Subtitles | -لقد فتشنا الطابق السفلي ولا يوجد شئ |
Ve yapabileceğimiz hiçbir şey yok. | Open Subtitles | . ولا يوجد شئ نستطيع فعله |
Uzaylılar ya da Siyah Giyen Adamlar diye bir şey yok. | Open Subtitles | .(ولا يوجد شئ إسمه فضائيين أو ( رجال في ملابس سوداء |
"Güzelmiş. Japonya'da böyle bir şey yok." diyor. | Open Subtitles | يقول أحسنت ولا يوجد شئ مثلها في اليابان |
Cezasını verdi. Benim yapabileceğim bir şey yok. | Open Subtitles | لقد صدر الحُكم، ولا يوجد شئ استطيع فعله |
Birkaç Beatrice Benson çıktı ve cadılarla ilgili bir şey yok. | Open Subtitles | ولا يوجد شئ عن طوائف أو قتل أو خطف |
Bunun nedeni gelecek biziz ve bundan daha korkutucu bir şey yok. | Open Subtitles | ولا يوجد شئ اكثر رعبا من ذلك |