Onun sadece kötü insanları öldürdüğünü söyledi. sen kötü biri değilsin ya? | Open Subtitles | بأنّه يقتل الأشرار فقط ولستَ شريراً، أليس كذلك؟ |
Sensiz daha iyi durumda değiller. sen de onlar olmadan değilsin. | Open Subtitles | ليسوا أفضل حالاً من دونكَ، ولستَ أفضل حالاً من دونهم |
O bir randevu değildi, ayrıca borçlu değilsin. | Open Subtitles | لم يكن موعدًا غراميًّا، ولستَ مضطرًّا للتوضيح، |
Siz benim cerrahımsınız psikiyatristim değil, değil mi? | Open Subtitles | أنتَ جرّاحي، أليس كذلك؟ ولستَ طبيبي النّفسيّ |
Tabii ki değil, hem bununla tek başına başa çıkman da gerekmiyor. | Open Subtitles | بالطبع ليس سهلاً ولستَ مُضطراً لمواجهته وحدك |
Yalnız değilsin. Ve seviliyorsun. | Open Subtitles | إنّك ابني ولستَ وحيداً، و أنت محبوب |
Kötü adam seviyeleri var, Russ. Ve sen ilk seviyede bile değilsin. | Open Subtitles | هناك مستويات للرجال السيئين ، يا (روس) ولستَ حتّى في المستوى الأوّل |
Arzularına karşı gelip kendini inkâr edecek tarzda bir adam da değilsin. | Open Subtitles | ولستَ من النوع الذي يحرم نفسه من الرغبة |
Yaşlandın, sıkıcısın, korkutucu değilsin. | Open Subtitles | أنت عجوز ، أنت ممل ، ولستَ مُخِيفْ. |
sen karar ver. Mecbur değilsin. | Open Subtitles | الأمر عائداً إليكَ ولستَ مضطراً لذلك. |
sen insan değil, hayalet de değilsin ama her nasıIsa her iki dünyayı da batırıyorsun. | Open Subtitles | أنت لستَ بشراً,ولستَ شبحاً, لكن بطريقةً ما,خَطّطت لإفساد عالمين! |
sen de benden bir şey saklamak zorunda değilsin. | Open Subtitles | ولستَ بحاجة لتخبأ أيّ شيء عني أيضاً |
Burası Santa Fe değil, ben şerif ve sen de bir kovboy değilsin. | Open Subtitles | هذه ليست (سانتا في)، ولستُ الشريف ولستَ راعي البقر |
Ne yani, geçmiş olmadı ve sen düşündüğüm kişi değil misin? | Open Subtitles | إذًا ما حدث في الماضي لم يكُن، ولستَ كما أظنّك؟ |
Seni bu hale sokan şeyin benden duyduğun pişmanlık değil de işler olduğunu söyle lütfen. | Open Subtitles | اريد منك أن تخبرني , أن كان العمل يجعلك هكذا ولستَ متأسفاً علي |
Korkmuş ve işin başında değil gibi görünüyorsun. | Open Subtitles | .يبدو بأنكَ خائف ولستَ متولّي زمام الأمور |
sen de uşak değil, Kraliyet Divanının üyesisin. | Open Subtitles | وأنت عضو فى مجلس شورى الملك ولستَ ساعٍ |
Evli olduğun için sessiz kalmadın sessiz kaldın çünkü sen de işin içindesin. | Open Subtitles | ولستَ مُضطرًا بأن تخفي ذلكبسببِأنكمُتزوج. لقد أخفيت الأمر بسبب أنكَ مُتورط بالأمر. |