"ولستَ" - Translation from Arabic to Turkish

    • değilsin
        
    • değil
        
    • de
        
    • sen
        
    Onun sadece kötü insanları öldürdüğünü söyledi. sen kötü biri değilsin ya? Open Subtitles بأنّه يقتل الأشرار فقط ولستَ شريراً، أليس كذلك؟
    Sensiz daha iyi durumda değiller. sen de onlar olmadan değilsin. Open Subtitles ليسوا أفضل حالاً من دونكَ، ولستَ أفضل حالاً من دونهم
    O bir randevu değildi, ayrıca borçlu değilsin. Open Subtitles لم يكن موعدًا غراميًّا، ولستَ مضطرًّا للتوضيح،
    Siz benim cerrahımsınız psikiyatristim değil, değil mi? Open Subtitles أنتَ جرّاحي، أليس كذلك؟ ولستَ طبيبي النّفسيّ
    Tabii ki değil, hem bununla tek başına başa çıkman da gerekmiyor. Open Subtitles بالطبع ليس سهلاً ولستَ مُضطراً لمواجهته وحدك
    Yalnız değilsin. Ve seviliyorsun. Open Subtitles إنّك ابني ولستَ وحيداً، و أنت محبوب
    Kötü adam seviyeleri var, Russ. Ve sen ilk seviyede bile değilsin. Open Subtitles هناك مستويات للرجال السيئين ، يا (روس) ولستَ حتّى في المستوى الأوّل
    Arzularına karşı gelip kendini inkâr edecek tarzda bir adam da değilsin. Open Subtitles ولستَ من النوع الذي يحرم نفسه من الرغبة
    Yaşlandın, sıkıcısın, korkutucu değilsin. Open Subtitles أنت عجوز ، أنت ممل ، ولستَ مُخِيفْ.
    sen karar ver. Mecbur değilsin. Open Subtitles الأمر عائداً إليكَ ولستَ مضطراً لذلك.
    sen insan değil, hayalet de değilsin ama her nasıIsa her iki dünyayı da batırıyorsun. Open Subtitles أنت لستَ بشراً,ولستَ شبحاً, لكن بطريقةً ما,خَطّطت لإفساد عالمين!
    sen de benden bir şey saklamak zorunda değilsin. Open Subtitles ولستَ بحاجة لتخبأ أيّ شيء عني أيضاً
    Burası Santa Fe değil, ben şerif ve sen de bir kovboy değilsin. Open Subtitles هذه ليست (سانتا في)، ولستُ الشريف ولستَ راعي البقر
    Ne yani, geçmiş olmadı ve sen düşündüğüm kişi değil misin? Open Subtitles إذًا ما حدث في الماضي لم يكُن، ولستَ كما أظنّك؟
    Seni bu hale sokan şeyin benden duyduğun pişmanlık değil de işler olduğunu söyle lütfen. Open Subtitles اريد منك أن تخبرني , أن كان العمل يجعلك هكذا ولستَ متأسفاً علي
    Korkmuş ve işin başında değil gibi görünüyorsun. Open Subtitles .يبدو بأنكَ خائف ولستَ متولّي زمام الأمور
    sen de uşak değil, Kraliyet Divanının üyesisin. Open Subtitles وأنت عضو فى مجلس شورى الملك ولستَ ساعٍ
    Evli olduğun için sessiz kalmadın sessiz kaldın çünkü sen de işin içindesin. Open Subtitles ولستَ مُضطرًا بأن تخفي ذلكبسببِأنكمُتزوج. لقد أخفيت الأمر بسبب أنكَ مُتورط بالأمر.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more