Sen bu şekilde giyinmişken bu sözümü tutabileceğimden emin değilim. | Open Subtitles | ولستُ متأكداً بأنني أستطيع المحافظه على هذا الوعد عندما تلبسين كذلك |
Şimdi hamle sırası bende ve nasıl oynayacağım konusunda emin değilim. | Open Subtitles | والآن نقلتي أنا ولستُ متأكداً كيف ألعبها |
Bir şey buldum. Bir ilgisi olup olmadığından emin değilim. | Open Subtitles | إكتشفتُ أمراً, ولستُ متأكداً إذا كان الأمر له علاقة |
Arabasında bırakmış, bize vermek istediğinden de pek emin değilim. | Open Subtitles | تركهُ في سيارته، ولستُ متأكداً بعد إن كانَ يقصد بأن نأخذه. |
Bunu durdurabileceğimizden de emin değilim. | Open Subtitles | ولستُ متأكداً إننا نستطيع إيقاف ذلك |
Başarılı olabildim mi olamadım mı emin değilim. | Open Subtitles | ولستُ متأكداً من نجاحي في ذلكْـ |
Cutler'ın onlar için uygun olup olmadığından emin değilim. | Open Subtitles | ولستُ متأكداً من أنّ مؤسّسة (كاتلر) الخيار المناسِب لهُم |
Onun gerçek bir doktor olduğundan bile emin değilim. | Open Subtitles | هذا الرجل محتال يا (غاس)، ولستُ متأكداً حتى أنّه دكتور حقيقي. |
Vegas'tan seninle beraber dönmeseydim eğer, şu anda burada sapasağlam durabileceğimden bile emin değilim. | Open Subtitles | ولستُ متأكداً ما إن كنتُ سأكونُ الآن على شاكلتي وسجيتي إن لم أعد معكـ من (لاس فيغاس) |