Gözlem yapıyor olsaydım barda çalışmak için çok masum ve tatlı olduğunu söylerdim. | Open Subtitles | هل تسمحين لي بالمشاهدة انتي تبدين برئيه ولطيفة من أن تكوني خلف طاولة البار |
Sen çok tatlı ve kıvrak zekalısın ayrıca cömert, sempatik ve iyi kalpli birisin. | Open Subtitles | أنتِ جملية جداً, وذكية وسخية, ومضحكة, ولطيفة |
Janice sen şahanesin seni çok çekici, çok nazik buluyorum. | Open Subtitles | جانيس انتي رائعة واجدك جذابة للغاية ولطيفة جداً |
Tüm yetişkinlerin kusursuz, nazik, kibar versiyonları onların etrafındalar. | Open Subtitles | وهي نسخ مثالية ولطيفة ورقيقية عن البالغين المحيطين بهم |
Çocuklarla ilgili kitaplarımda sevimli yumuşak tüylü hayvanlar var. | TED | حتى كتبي للأطفال فيها حيوانات غامضة ولطيفة.. |
Küçük ve güzel bir avluydu. | Open Subtitles | لقد كانت الساحة الأمامية صغيرة ولطيفة مناسبة لعائلة متوسطة |
- Ayrıca çokta tatlı bir bayandı. Binadaki herkes onu severdi. | Open Subtitles | كانت سيّدة عجوز, ولطيفة أيضاً كلّ من في المبنى يُحبُّها |
Jölenin içinde sağa sola zıplayan yumuşacık, tatlı yapış yapış köpek yavrularını düşünüyorum. | Open Subtitles | لديّ تلك الصورة في رأسي عن جراء تقفز حول الجلي وكلها طرية ولطيفة ولزجة |
Ve o çok küçüktü, "Vay canına, o çok tatlı." Avalanna ellerini kulaklarına koydu Daha sonra, "Sorun ne?" dedik. | Open Subtitles | وإنّها صغيرة جداً ولطيفة جداً كذلك. أفالنّا وضعت يدها على أذنيها، وكان جاستن يغنّى لها. |
Küçük bir tavşan kadar tatlı, mini bir Ferrari hem de tarihin en önemli markalar... | Open Subtitles | فيراري صغيرة ولطيفة وكأنها أرنبة بعلامة هي الأعظم في تاريخ السيارات |
Uslu ve tatlı olduğum için beni almak istediğini söylerdi. | Open Subtitles | كانت تقول أنها أرادت أن تحتفظ بى لنفسها... و أننى جيدة , ولطيفة... |
Çok güzel bir kız. - Çok tatlı. - Bu harika. | Open Subtitles | نعم , إنها فتاة جميلة ولطيفة جداً |
Bu ancak sizin gibi güzel ve nazik biri olmalı. | Open Subtitles | لا بد أن تكون جميلة ولطيفة مثلك |
Bazen uysal olduğunu söyledim ve bazen de nazik. | Open Subtitles | لقد قلت أنها مطيعة أحيانا ولطيفة أحيانا |
Ne kadar da harika, nazik, önsezili ve cömertsiniz. | Open Subtitles | ألست رائعة ولطيفة وبديهية وكريمة؟ |
Zeki, güzel, ...herkese karşı nazik. | Open Subtitles | ذكية وجميلة ولطيفة تجاه الجميع |
İnanılmaz güzel, akıl almaz derecede yetenekli, ...ve nadir ve ince ruhlu ve mütevazı ve cömert ve iyi ve harikulade, her şeyde. | Open Subtitles | أنها حسناء , مذهلة وموهوبة ونادرة , ومناسبة ومتواضعة وكريمة , ولطيفة وذكية في كل شيء |
Evlilik teklifi için geldim çünkü onu şehirde gördüm, güzel bir kız, hoş bir kız ve iyi bir Müslüman kızı. | Open Subtitles | لقد أتيت هنا لأطلب منها أن تزوجني ابنتها لأنني رأيتها في المدينة وقلت أنها فتاة جميلة ولطيفة ؛ نموذج مشرف للفتاة المسلمة |
Ne kadar sevimli, küçük bir cadısın sen. Adım Kiki, efendim. | Open Subtitles | يالك من ساحرة صغيرة ولطيفة - اسمي هو كيكي سيدتي - |
Çok iyi ve sevimli görünüyor, değil mi? | Open Subtitles | تبدو مهذبة ولطيفة حلوة وعجوزة يمكن أن تكون، أليس كذلك؟ |
San Fernando Valley açık ve güzel büyük bir yağmur fırtınasından sonra ne kadar olabilirse. | Open Subtitles | في الوادي الجديد وهي جميلة ولطيفة وهذا يحدث عادة بعد مرور وقت طويل |
priya kadar sadık ve güzel bir kızı birdaha nerden bulurum o evlenmek için ideal bir kız | Open Subtitles | انا لن اجد فتاة بسيطة ولطيفة مثل بريا هي مادّة زواج مثالية |
Çok güzel ve hoş ve akıllı ve esprili ve çocukluk arkadaşı olduklarını söylemiş miydim? | Open Subtitles | ولطيفة و ذكية , مرحة, وهل ذكرت... لك أنهم أصدقاء منذ الأبد ؟ |