"ولكنَّه" - Translation from Arabic to Turkish

• ama

ama sadece 20 köpeği iki hafta doyurabilir.
ولكنَّه سيُطعم كلابهما العشرين لأسبوعين فقط.

Çok ilginç olduğunu ama aynı zamanda muhteşem olduğunu düşündüler.
ضحكوا عليَّ ، وإعتقدوا إنَّه شيء ٌ خاص ولكنَّه نوعا ً ما شيء ٌ رائع

Fil sürüsü gece boyunca toprağa izlerini bırakarak yürüdü. Sonunda Mamadou için yolun sonu göründü. ama tehlikenin içine doğru ilerliyor.
مشى قطيع الفيلة خلال الليل , وصنعوا أرضا ً. أخيراً النهاية في مرأى مامادو ولكنَّه يسير مُباشرة ً نحو المُشكلة

Onun pirinç hasadı birkaç gün sonra; ama bir hava saldırısının an meselesi olduğunu biliyor.
حصاد الرز على بعد أيام قليلة , ولكنَّه يعلم أنَّ هجوما ً جويا ً على وشك الحدوث

Sonunda kısrak sütünün peşinde; ama bu dürüstçe değil.
جوهريا ً يسعى الى حليب الفرس ولكنَّه ليس أمرا ً صريحا ً

Bu bir zafer; ama etkili değil. Kendini kanıtlamak için tekrar dövüşüyor.
إنَّه النصر, ولكنَّه ليس مُحققا ً، ليبرهن عن نفسه , يقاتل مُجدَّدا ً

Ürkütücü ve korkutucudur. ama bir çok canlı etraftadır.
إنَّهمُرعِب,إنَّهمُخيف، ولكنَّه ينبض بالحياة.

ama bunu bu kadar yakından görebilmek kesinlikle inanılmaz.
ولكنَّه مُذهِل ٌ حقَّا ً لتكون قادرا ً على رؤيته من هذا القُرب

Arı kovanına ulaştı ama arılar daha fazla saldırmadan balı oradan almak zorunda.
لقدوصلالىخليةالنحل، ولكنَّه مُصرٌّ للحصول على العسل قبل أن يُقهَر من النحل.

Ramprasad kamptaki en güçlü fil ama yine de sürücünün hayvanla iletişim kurması gerekiyor.
رامبراساردهوالفيلالاعظمفيالمُخيَّم، ولكنَّه ما زال إختبارً ضخما ً للقوُّةالشرسةوالتواصل.

Bu kabile yeni bir ev inşa ediyor ama bu bildiğimiz evlerden değil.
هذه العشيرة تبني بيتا ً جديدا ً ولكنَّه لن يكون منزلا ً عاديا ً

ama toplaması bir hayli zor. Yılda ortalama beş kişi hayatını kaybediyor.
ولكنَّه ليس قِطافا ً سهلا ً، كل سنة , يموت 5 من الجامعين تقريبا ً

ama ıskalıyor şimdi balina dibe dalmadan önce başka biri saldırmalı.
ولكنَّه يُخطئه. والآن على شخص ٍ آخر أن يتقدم قبل أن يغطس الحوت.

ama yaklaşık 1000 yıl önce, Hawaii'ye geldiklerinde yaptıkları iş sörfe dönüştü.
ولكنَّه كان قبل الف سنة تقريبا ً عندما وصلوا الى هاواي وتطور الى ركوب الامواج.

Bir Peygamber devesi. Normalde bir avcı ama bu av potansiyeliyle nasıl başlayacağını bile bilmiyor.
هذا السُرعوف هو صيَّاد في المقام الاول ولكنَّه لا يعرف كيف يبدأ مع هذه الطريدة المُحتملة

Evet. Ben, bir yapmak ama o beni görmek isteyeceksin değil çünkü budur.
نعم, وذلك بسبب أنَّني لم أحجز موعداً ولكنَّه سيرغبُ في مقابلتي

Babam bir bar sahibi ve 30 yıldır kıçını kapalı çalıştı, ama ancak bir kar gördüm.
والدي قد إمتلك حانةً وعمل فيها لمدة ثلاثين سنة ولكنَّه لم يحظى سوا بالقليل

ama sonra iki erkekle konuşmaya gidiyor.
ولكنَّه تركها بعدئذٍ وذهب ليتحدث إلى شخصين آخرين

Sadece Hope için bana yaklaştığını düşünmüştüm, ama aslında öyle değilmiş.
لقد إعتقدتُ بأنَّك تحبينني فقط من أجل هوب ولكنَّه كان العكسُ تماماً

Bize taşınması için uğraştım ama bir kulağından girdi diğerinden çıktı.
لقد حاولتُ أن أقنعهُ بالإنتقالِ معنا ولكنَّه لم يسمع مني