"ولكن تعرف" - Translation from Arabic to Turkish

• ama

Tamam ama şu feretli adamdan uzak dursanız iyi olabilir.
حسناً ولكن تعرف ، ربما توجيه واضح من رجل التحري

Resmi olarak değil ama bilirsin, biraz hızlı hareket ediyorlar.
ليس رسميا , ولكن تعرف , الامور تتطور بسرعة

Tüm sorunlar aynı, ama tüm o komik, özlü diyaloglar yerine herkes gergin ve kızgın.
كل المشاكل نفسها ولكن تعرف , بدلاً من كل المحادثات المضحكة الكل فقط غاضب و متوتر

Geç kaldığımız için özür dilerim. Biz kıyıya kestirmeden gidiyorduk ama patlamıs bir lastik bizi engelledi.
اسف على التاخير اردنا ان نحضر باكرا ولكن تعرف الزحام

ama biliyor musun, olayı düşününce aynını tekrar yaşama fırsatım olsa sanmıyorum ki her şey daha farklı gelişsin.
ولكن , تعرف , كنت أفكر بذلك وإذا أعطيت الفرصة لفعل ذلك مجدداً لا أظن أني سأفعله بأي طريقة مختلفة , بصراحة

Şimdilik aramızda kalacaktı, ama bayanları bilirsiniz.
كنا سنجعل المناسبة خاصة لنا في الوقت الحالي ولكن تعرف السيدات

ama şunu unutma, tekrar görüştüğümüzde ya parayı verirsin ya da FBI'a bazı hassas bilgileri teslim ederim.
ولكن تعرف أنه عندما نجتمع يمكنكَ إمّا أن تسلّم المال أو أستطيع تسليم بعض المعلومات الحساسة للمباحث الفيدراليّة

- Evet, kilitleri değiştiriyorum ama muhabbet ettik, kahve içtik, kokulu mumlarımızı yaktık falan.
أجل من أغير الأقفال ولكن تعرف انشغلنا بلحديث , و شرب القهوة

Evet patron ama böyle istasyonlarda her şey kaybolur bilirsin.
أجل ولكن تعرف يا زعيم كيف تفقد الأشياء من هذه المحطة

Okuldaki açık artırma işinde tatsızlık yaşadık ama ama bilmeni isterim ki sorun yok.
محرج بعض الشيء بخصوص امر مزاد المدرسه ولكن تعرف ماذا..

Benim gerçek kardeşim, ama, Eğer aynı şeyi biliyorum.
ليس اخي الحقيقي ولكن تعرف كيف يكون الصديق كالاخ

ama bilirsin, etine dolgun severim ben.
ولكن تعرف أنني أحب وجود قليل من اللحم على العظام

Telaşlı bir şekilde attığım için üzgünüm ahbap ama burada risk oldukça büyük ve ben de kendimde değilim.
آسف يا صديقي على الانفعال ولكن تعرف أن الأمور محتدة هنا وأنا لست على سجيتي.

İşimiz bitti ama Rusları bilirsin işte.
انتهى ما بيننا نحن ولكن تعرف الرجال الروس

Evet, öyle başladı ama bu işler nasıl ilerler biliyorsun birlikte zaman geçirdik, çok gizli sırlarımızı paylaştık hiçbir şey yokken gülüşmeler falan.
بالتأكيد ، بدأت كذلك ولكن تعرف كيف تجري هذه الأمور نقضي الوقت مع بعضنا

Oldukça gizli bir bilgi ama sen biliyorsun bunu.
ومن سرية للغاية ولكن تعرف عن ذلك؟

Ben de öyle demiştim ama nasıldırlar bilirsiniz.
هذا ما قلت لهم، ولكن تعرف كيف هم

ama o dedikodular...
ولكن تعرف الاشاعات

Cinayete meyilli bir kıskançlık değil ama her zaman Hindistan'a gitmek istemişimdir.
ليس مثل قاتل الغيرة ولكن, تعرف, (مثل,أردتدائماأنأذهب إلى( الهند.