"ولكن كانت" - Translation from Arabic to Turkish

    • Ama
        
    • fakat
        
    • oldu
        
    • bir
        
    Ama yaptığımız bütün konuşmalarda şu sözler tekrar tekrar gündeme geldi: anlıyorduk ki, bunu yapmadığımız sürece sorunun bir parçası olarak kalıyorduk. TED ولكن كانت هناك محادثة واحدة والتي كانت تظهر في كل حوارتنا: حقيقة أننا إذا لم نقم بهذا، فإننا إذا جزء من المشكلة.
    Var mıydı bilmiyorum Ama kıtlık yüzünden böyle bir korku vardı. Open Subtitles لا أعلم ان ظهر الوباء ولكن كانت هناك مخاوف بسبب المجاعة
    Spor bir gömleği ve pantolonu vardı, Ama tırnakları pisti. Open Subtitles كان يرتدى قميص رياضى وبنطلون ولكن كانت أظافر اصابعه قذرة
    Ama geriye dönük vergiler vardı ve mülk bunu ödemeye yetmiyordu. Open Subtitles ولكن كانت هناك ضرائب متأخّرة والتركة لا يمكن أن تغطي عليها
    Evet, fakat dişleri açık değildi o yüzden arkadan değil. Open Subtitles أجل، ولكن كانت أسنانه سترتخي، لذا فلم يُضرب من الخلف
    Oysa her iki kesime de bunun sadece bir kurgudan ibaret olduğunu anımsatma gereği hissettiğim zamanlar oldu. TED ولكن كانت هناك أوقات أردت فيها تذكير كلا الطرفين بأن هذا كان خيالاً.
    Kimseye bir zararı dokunmadı; Ama her an olabilirdi o yüzden bıraktım. Open Subtitles ولم يتعرض أحد للأذى ولكن كانت مجرد مسألة وقت لذا فقد غادرت
    Bugün çok kötü bir gündü Ama sonra annemin aklına buz pateni yapmaya gitmek gibi harika bir fikir geldi. Open Subtitles حسناً، لقد كان يوماً سيئاً حقاً، ولكن كانت لأمّي هذه الفكرة اللامعة أن نذهب للتزلّج على الجليد. إنّه أمر مذهل.
    Neden bilmiyorum Ama o pislik seksiydi Ama aynı zamanda trajikti. Open Subtitles لا اعلم لماذا ولكن كانت تلك التراهات مثيره ولكنها فظيعه أيضاً
    Babam kendi hayatını yazarak başlamıştı Ama başından geçen hikayeler vardı. Open Subtitles لقد كان والدي يكتب عن الحياة ولكن كانت لديها قصص ليكتبها
    diyorduk. Ve buradaki gibi teknolojimiz yok, Ama küçük telefonlarımız var. TED ولم تكن لدينا تكنولوجيا كما هو الحال هنا ولكن كانت لدينا هواتفنا الصغيرة
    Ama geçmişinde, bize onun potansiyelinin daha geniş bir resmini gösteren başka noktalar vardı. TED ولكن كانت هناك بعض المعلومات المهمة والتي اظهرت لنا صورة حسنة وغنية عن إمكانياتها.
    Çok karmaşıktı, o yüzden, sözlü iletişim tek çaremizdi Ama ortada 132 dil vardı. TED كان شيئا غاية في التعقيد، فكان من الواضح أن التواصل اللفظي هوالأسلوب الأمثل للتعامل، ولكن كانت هناك 132 لغة.
    Eskiden olsaydı, bu toplantı onun için gerçekten rahatsız edici olurdu, Ama düşünce şekli farklıydı artık. TED كانت تقول في الماضي لا بد أن ذلك سيكون اجتماعاً مرعباً لها، ولكن كانت عقليتها مختلفة.
    Orayı sevmişti, Ama İngiltere'de bir kız arkadaşı vardı. TED إنه يحبها ولكن كانت لديه صديقة في إنجلترا.
    KA: Ama bazı berbat fikirleri de var. TED كورت أندرسون:ولكن كانت هناك أفكار فظيعة حقا
    Ama ortada bir problem varmış. Open Subtitles لإكمال علاقتهما العاطفية ولكن كانت هناك مشكلة واحدة
    Ama Audrey Hepburn fotografları olan bir albümü var. Open Subtitles ولكن كانت تملك ألبوم صور لكاثرين هيبورن بهذا الكبر
    - Benden asla hoşlanmadı. - Ama kir izleri vardı. Open Subtitles انها لم تحبنى مطلقا ولكن, كانت هناك بقع موجودة
    fakat hikayesini destekleyecek hiç bir yara izi veya fiziksel bir kanıt yoktu. TED ولكن كانت هناك لا ندوب المادية أو أي نوع من الأدلة المادية التي يمكن أن تدعم قصتها.
    ancak gerçekten çarpıcı bir örnek verebilirim. Afganistandan bir grup beni ziyarete geldiği zaman kendileri ile gayet ilginç bir sohbetimiz oldu. TED ولكن كانت لي تجربة مذهلة حقا ذات مرة، عندما مجموعة من الافغان أتت لزيارتي، وكان لدينا محادثة مثيرة للاهتمام حقا.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more