Walid Abu Sitta, kardeşimin ölümüne sebep olan bombalamayı emreden adam. | Open Subtitles | وليد أبو ستة هو الرجل الذي أمر بالتفجير الذي قتل أخي |
Çünkü Pala'nın az bilinen takma adlarından biri de Walid Abu Sitta idi. | Open Subtitles | لأنه واحد من الأشخاص التابعين للسيف اسمه وليد أبو ستة |
Walid Abu Sitta, kardeşimi öldüren bombalamanın emrini veren kişiydi. | Open Subtitles | وليد أبو ستة هو الرجل الذي أمر بالتفجير الذي قتل أخي |
Yani uçan jetin titreşimleri patlamayı tetikleyince Velid istemeden kendini havaya uçurdu. | Open Subtitles | لذا، وليد بغير قصد فجّرَ نفسه عندما الإهتزازات مِنْ الطائرةِ سبّبَت الإنفجارُ. |
- Arabayı getir Velid. - Birkaç dakikaya geliyorum. | Open Subtitles | احضر السيارة يا وليد سأجهز بعد دقيقتين فقط |
Fakat 23 Eylül'de, BBC, Waleed Al Shehri'nin yaşadığını ve Fas'ın Casablanca şehrinde iyi durumda olduğunu bildirdi. | Open Subtitles | و لكن فى 23 سبتمبر أعلنت الـ بى بى سى أن وليد الشهرى حيا يرزق فى مراكش |
Whalid iki günlüğüne gidiyor. Ailesi için birine ihtiyacı var. | Open Subtitles | (وليد) سيغادر بعد يومين ويريد أحد يحرس عائلته |
Çünkü Pala'nın az bilinen takma isimlerinden biri de Walid Abu Sitta. | Open Subtitles | لأنه واحد من الأشخاص التابعين للسيف اسمه وليد أبو ستة |
Kızkardeşinizin, Walid'in yanına hastaneye gitmek için yola çıktığını söylediler. | Open Subtitles | قالوا أن شقيقتك فى الطريق (إلى المستشفى لتكون مع (وليد |
Walid'in bazı planları ortaya çıkarmak içim gizli görev yaptığını söylediler. | Open Subtitles | قالوا أن "وليد" كان يعمل متخفياً ليفضح مؤامرةً ما |
Bak, eğer serbest bırakacağın birisi varsa, o kişi Walid olmalıydı. | Open Subtitles | انظر, اذا كنت ستطلق سراح أحد فيجب أن يكون (وليد) |
Walid, seni bu işe bulaştırdığım için özür dilerim. | Open Subtitles | (وليد), آسفة جداً أننى أقحمتك فى هذا الأمر أنا مسحت هذه الملفات |
Walid'in başına geleceklerden bizzat seni sorumlu tutuyorum. | Open Subtitles | وهذا أيضاً: أنا أحملّك شخصياً مسؤولية أى شىء يحدث لـ(وليد) |
Samuels, Walid'in içlerine sızdığı adamların resimlerini gönderdi. Harika. | Open Subtitles | (سامويلز) ارسل للتو صور الرجال الذى يعمل معهم (وليد) متخفياً |
Walid'in başına gelenleri az önce öğrendim. | Open Subtitles | "سمعت للتو بما حدث لـ"وليد أنا آسف جداً |
Ducky'nin Velid'in ellerinden aldığı örnekteki eser madde patlamamış nitrometan parçacıklarıymış. | Open Subtitles | اثار الدليل التى مسحها داكى من ايدى وليد لقد كانت اجزاء غير متفجرة من النيتروميثان |
Saif'in arabasına bombayı Velid koydu. | Open Subtitles | زَرعَ وليد القنبلة تحت سيارة سيف عمل جيد |
Velid'in gerçek işi ağabeyim için bana göz kulak olmaktı. | Open Subtitles | اعتقد ان مهم وليد الاساسية كانت ان يبقى عينة على لاخى |
"[Waleed] --Amerika'da, Dayton Beach'te uçuş okulundaydı. --ama Eylül 2000'de, Suudi Arabistan'da pilotluk yapmak için Amerika'dan ayrıldı." * BBC * | Open Subtitles | وليد الشهرى تدرب على الطيران فى شاطىء دايتونا غادر الولايات المتحدة فى سبتمبر 2000 وأصبح طيارا بالسعودية |
Pennsylvania'nın ismini ömrümde duymadım." * Ahmed Alnami * Waleed ve Abdulaziz'den zaten söz etmiştik. | Open Subtitles | ولقد تحدثنا سابقا عن وليد وعبد العزيز |
Bayan Whalid'in polis koruması hakkında arıyorum. | Open Subtitles | أنا أتصل بخصوص السيد حماية_BAR_ الشرطة للسيدة (وليد) |
Yeni doğmuş bir bebek gibi çırılçıplak geleceğim sana. | Open Subtitles | سآتي اليك عارية مثل طفل وليد |
Bevliyecimin tam beni kırpmaya çalıştığı sırada bebeğinin doğması bir tesadüf müydü sanıyorsun? | Open Subtitles | أتعتقد أنه كان من قبيل المصادفة أن يخرج وليد طبيبي للعقم |