| Kaygılanması gereken sensin, ben değil. Bill, ben Karen Hayes. | Open Subtitles | فمن الأفضل أن تكون أنت المسئول عن هذا، وليس أنا |
| Evet, eğer bundan emin olsaydın sürücü koltuğunda o olurdu ben değil. | Open Subtitles | أجل، لو كنتِ أكيدة من ذلك لكان هو من يسوق، وليس أنا. |
| Sen kaşındın, ben değil. | Open Subtitles | أنت من قرر الاهتمام بهذه المشكلة وليس أنا |
| Bu şu demek oluyor, şekli kontrol eden rakamlar, ben değilim. | TED | هذا يعني أن الأرقام هي التي تتحكم في الشكل، وليس أنا. |
| görüyorum bütün bunların olmasının sebebi sensin hepsi ben değilim benim anladığıma göe olanlar değil | Open Subtitles | أعي ذلك هذا بسبب ما فعلته بى وليس أنا على الإطلاق |
| Bu senin kaderin, genç büyücü; benim değil. | Open Subtitles | ذلك هو قدرك , أيها الساحر الشاب , وليس أنا |
| beni değil, onu seviyordu. | Open Subtitles | لقد كان خطيب سوالين وكان يحبها هي وليس أنا |
| yine de bunu anlatması gereken kişi sendin ben değil. | Open Subtitles | بالإضافة, كان يجب أن تخبريها بنفسك, وليس أنا |
| Bu andan itibaren, fermuara takılan herhangi bir şeyle okul hemşiresi ilgilenecek, ben değil. | Open Subtitles | من الآن فصاعداً ، ما يعلق في سحابكم ستهتم به ممرضة المدرسة وليس أنا |
| Tatlım, senin için ben değil Radhe doğru insan. | Open Subtitles | ياحبيبتي, إن رادهي هو الرجل المناسب لك وليس أنا |
| Sadece bir şeyi unutma bizi bu duruma sen getirdin, ben değil. | Open Subtitles | تذكر شيئا واحدا فقط أنت وضعتنا هنا وليس أنا |
| Herkes öyle düşünüyor, sadece ben değil. | Open Subtitles | لقد كانت رائعة، الكل أعتقد هذا وليس أنا فقط |
| Onu yaşlı kadın koydu, ben değil. | Open Subtitles | السيدة العجوز هي من وضعتها هناك وليس أنا |
| Böyle şeylere hakemler karar verir, ben değil. | Open Subtitles | لجنة التحكيم هي من تقرر هذه الأمور وليس أنا |
| Ama aradığın kişi Kristatos, ben değilim. | Open Subtitles | ولكني سأخبرك إن كريستاتوس هو من تريد وليس أنا |
| Beni suçlama. Seni siyah yaratan Tanrı, ben değilim. | Open Subtitles | لا تلومني أنا ، الرب هو من جعلك أسود وليس أنا يا فتى |
| Aşkımızın köşkünü yıkan sensin, bebeğim. ben değilim! | Open Subtitles | أنت من تقومين بهدم صرح حبنا يا صغيرتي وليس أنا |
| Ama bu sadece su hayvanları veterinerlerinin görüşü. benim değil. | Open Subtitles | لكن هذا من أختصاص طبيب بيطري مائي وليس أنا. |
| Öyle sanman normal. Ama bu babamın isteği, benim değil. | Open Subtitles | نعم، يظن المرء ذلك ولكن هذا ما يريده أبي، وليس أنا |
| Ashley, beni değil, onu sevdiğini bana yıllar önce söylemeliydin bunun sadece onur meselesi olduğuna inandırdın beni. | Open Subtitles | كان يجب أن تخبرني منذ سنين أنك تحبها هي وليس أنا ولا تدعني متعلقة بحديثك عن الشرف |
| Arkadaşına ihanet edeceksen, ona et, bana değil! | Open Subtitles | إذا دعنـى أقولها لك , إذا أردت النيل . من صديقـك ؟ نل منه هو وليس أنا |
| Zaten seni sevmeyen ben değildim, diğerleriydi. | Open Subtitles | لقد كان الآخرون الذين لم يحبوك، وليس أنا |
| Kardeşimle ilgilenmen gerek, benimle değil. | Open Subtitles | إنّها أختي مَنْ تحتاج للعناية، وليس أنا. |