Hayır. Tüm dosyaların üzerinden geçecek zamanımız da yok. | Open Subtitles | لا ، وليس لدينا متسع من الوقت لنبحثفيكل هذهالملفات. |
Bu olayı James Bentley'in yapmadığına ilişkin bir kanıt da yok. | Open Subtitles | وليس لدينا اى دليل ينفى عدم قيام جيمس بنتلى بالقتل. |
Bir parçası kayıp ve elimizde sadece yapbozun yarısı var. | Open Subtitles | نحن في عداد المفقودين قطعة وليس لدينا سوى نصف اللغز بأكمله. |
Bu, bu haftaki ikinci haneye tecavüz ve elimizde tek bir ipucu bile yok. | Open Subtitles | ثان اقتحام للمنازل بهذا الأسبوع وليس لدينا أي دليل |
Ama şu anda esirleri vuruyorlar ve bizim sadece tek bir silahımız var. | Open Subtitles | لكن هناك العديد من السجناء يقتلون الان وليس لدينا سوى بندقية المانية واحدة |
Biz 15 yıldır burda yaşıyoruz ve bizim de hiç arkadaşımız yok. | Open Subtitles | نحن نعيش هنا منذ 15 عام وليس لدينا أصدقاء |
Yıllar boyunca altından kalkacak sermayemiz de yok. Yok işte. | Open Subtitles | وليس لدينا امكانية مالية للمُضي فيها قدماً ببساطة ، لايمكننا |
Bizim de onlara verecek paramız yok. O yüzden bizi hapse atmak istiyorlar. | Open Subtitles | وليس لدينا أي أموال للدفع لهم، ولذا يُريدون أن يزجوا بنا في السجن. |
Oraya yürüyerek gitmemizin imkanı yok ve paramız da yok. | Open Subtitles | وليس لدينا طريقة للوصول إلى هناك سيرًا على الأقدام وليس لدينا المال |
Zamanımız da yok. | Open Subtitles | ليس لدينا اي منها , وليس لدينا اي وقت ايضا |
Bizden sayıca üstünler! Üstelik fazla silahımız da yok. | Open Subtitles | إنهم يفوقوننا عددا وليس لدينا من السلاح إلا القليل |
Savunmamızı güçlendirmeye yetecek paramız da yok. | Open Subtitles | وليس لدينا المال لنعيد بناء دفعاتنا |
Ölüm haberi, durumu örtbas etmek içindi ama gerçekten de ölüyor ve elimizde hala bir tedavi yok. | Open Subtitles | الموت عبارة عن قصة للتغطية لكنها تحتضر فعلا وليس لدينا علاج |
Hayır, babam hediye konusunda bize güveniyor ve elimizde hiçbir şey yok bu yüzden odamda hemen gizli toplantı yapmamız lazım. | Open Subtitles | لا. أبي يعتمد علينا أن نأتي بهدية وليس لدينا شيء مطلقا لذلك يجب أن نعقد إجتماع سري طاريء |
Annesi hapiste ve elimizde başka akraba bilgisi yok. | Open Subtitles | والدته مسجونة وليس لدينا أي أفراد عائلة على السجلات |
ve elimizde ipucu da yok. | Open Subtitles | وليس لدينا أي وسيلة للوصول إليه |
Siyanür ve eterin birlikte kullanıldığı birçok alan var ve bizim elimizde, bu iki adamın ölümlerinden önce aynı anda aynı yerde bulunduklarına dair bir kanıt yok. | Open Subtitles | هناك الكثير من الأشياء تستخدم الإيثر والساينايد وليس لدينا دليل قاطع أن إحداهما كانوا في نفس المكان |
Faturalar yığıldı ve bizim faturaları ödemek için yeterince gelirimiz yok, bu nedenle bunu karşılamalıyız. | Open Subtitles | الفواتير تتراكم وليس لدينا ما يكفي من الإيرادات قادم لدفع فواتيرنا |
Tutuklama emri çıkmak üzere gören biri de yok. | Open Subtitles | كدنا أن نحصل على مذكرة الاعتقال وليس لدينا شاهد |
Neler yapabileceği hakkında hiçbir fikrimiz de yok. | Open Subtitles | وليس لدينا أي فكرة عما تستطيع القيام به |
Zaten Bizim de milletin önemsiz meraklarını gidermekten daha önemli işlerimiz yok, öyle mi? | Open Subtitles | وليس لدينا شيء نفعله أكثر أهميةً من إرضاء الفضول الفارغ لدى الجميع؟ |