"وليس لك" - Translation from Arabic to Turkish

    • senin değil
        
    • sen değil
        
    • seni değil
        
    • sen değilsin
        
    • Sana değil
        
    • senin için değil
        
    Artık benim istediğim gibi olmasını istiyorum, senin değil. Open Subtitles حتى الآن أريد لها أن تكون حول لي للتغيير، وليس لك.
    "Benim yiyeceğim o, senin değil." Ama ailen ya, paylaşman gerek. Open Subtitles اوه , هذا لي وليس لك ِ ولكن , تعرفين لأنكم عائلة يحب أن تتشاركوا بالطعام
    Evet, çıkardığımı biliyorum. Bu yüzden işi benim yapmamı söylediler, senin değil. Open Subtitles أعرف أنني حسنا فعلت لهذا أوكلوا لي العمل وليس لك
    Tamam, bırak makine baksın, sen değil demek istemiştim. Open Subtitles طيب، ما قصدته هو أنني أردت الجهاز للحصول عليه، وليس لك.
    Gibbs göreve seni değil beni dahil etti diye kızgınsın. Open Subtitles كنت مستاء فقط لأن جيبس قراءة لي في وليس لك.
    Atlantis'in sadece tek gerçek Kraliçe'si olduğunu söylüyorum ve o sen değilsin. Open Subtitles أعلن... .. أن هناك واحد فقط الملكة الحقيقية اتلانتيس... .. وليس لك.
    Övgü kıravata. Sana değil. Ama biz üstümüze alırız. Open Subtitles المدحه كان موجهه لربطه العنق وليس لك ولكننا نتقبلها
    Sana hiçbir iyilik borçlu değilim. Seninle çalışmaya söz verdim, senin için değil. Open Subtitles لا أدين لك بأي جمائل وعدتُ بأن أعمل معك، وليس لك
    Evet, çıkardığımı biliyorum. Bu yüzden işi benim yapmamı söylediler, senin değil. Open Subtitles أعرف أنني حسنا فعلت لهذا أوكلوا لي العمل وليس لك
    Eninde sonunda bizimde evimiz olacak senin değil, benim değil ama ikimizin. Open Subtitles قريبا سنملك منزلنا الخاص والذي ليس لي وليس لك لكنه لنا
    Bu benim kabusum senin değil. Open Subtitles انسَ ذلك. هذا الكابوس لي وليس لك.
    SWAT timi benim, senin değil. Open Subtitles فريق سوات من الألغام ، وليس لك.
    Ama bu benim başıma geldi, senin değil. Open Subtitles ماعدا ان هذا الأمر يحدث لي وليس لك
    İpler benim elimde, senin değil. Open Subtitles أنا الإمساك بمقاليد الأمور، وليس لك.
    Birincisi, ben senin koçuna kötü sözler sarf ettim, sen değil, ikincisi, bunlara nerede son vereceğine odaklanalım, nerede olduğuna veya olacağına değil. Open Subtitles كنت اقوم بهذا اللاعب كمدرب وليس لك والثاني ، دعونا نركز على المكان الذي يمكن أن ينتهي فيه هذا لا أين كنت أو ستكون
    O hâlde bu onayı veren kişi Dr. X oluyor, sen değil. Open Subtitles اذاً انت تقول ان الفضل في التزكية يرجع لدكتور "اكس" وليس لك
    Üstüme kezzabı dökmesine izin ver, sen değil. Open Subtitles لك السماح لها صب لها النقد اللاذع لي، وليس لك.
    Unutma, beni öldürmeye çalışıyorlar, seni değil. Open Subtitles تذكر انهم يحاولون قتلي، وليس لك.
    Onu istiyorum, seni değil. Open Subtitles اريد له ، وليس لك.
    İyileştirebilen kişi o, sen değilsin. Open Subtitles وهو واحد يمكن أن يشفي نفسه، وليس لك.
    O orospunun işlerini yapan benim, sen değilsin! Open Subtitles يبحثون عن الشؤون التي الكلبة ، وليس لك!
    Onu neden Sana değil, bana verdiğini sonunda anladım. Open Subtitles أخيراً أدركت سبب إعطائها لي وليس لك
    Öyleyse senin için değil, onun için en iyi olanı düşün. Open Subtitles إذا فكر بما هو أفضل لماوكلي وليس لك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more