Geleceğim ve çocuklarımın geleceği çevresel felaketlere karşı korunuyor mu? | TED | هل مستقبلي ومستقبل أولادي محمي من الانهيار البيئي؟ |
Bence bu müziğin ve müzik aletlerinin geleceği. | TED | أنا أعتقد أن هذا هو مستقبل الواجهة, هذا هو مستقبل الموسيقى ومستقبل الأدوات |
Dinin geleceği ve inancın geleceği konusuyla ilgilenenler, bu konuyla derinden ilgilenmeli. | TED | هذا ما يجب علينا الاهتمام به بشدّة هؤلاء الذين يهتمون بمستقبل الأديان ومستقبل الإيمان. |
Irkçılıkla savaş ve beyaz baskınlığı ile alakalı olduğundan dolayı bugün sizlere üç adet gözlem sunmak istiyorum, geçmiş, günümüz ve gelecek hakkında. | TED | إذًا فاليوم أريد أن أقدم لكم ثلاثة مشاهد، عن الماضي، والحاضر، ومستقبل الوقت، في ما يخص محاربة العنصرية وهيمنة البيض. |
Hala şiddetle yönetilen bir dünyada yaşayarak geleceğimizi, çocuklarımızın geleceğini ve güvenliğini riske attık. | TED | لقد وضعنا مستقبلنا ومستقبل أطفالنا وخاطرنا بحياتنا في عالم ما زال يتحكم به العنف بشدة. |
Bunun anlamı, daha fazla servetin hepimize dağıtılması ve çocuklarımız için daha iyi bir gelecek. | TED | وهذا يعني مزيد من الثروة ستوزع علينا جميعًا ومستقبل أفضل لأبناءنا |
İster bilin ister bilmeyin, sizin çocuklarınız ve torunlarınızın da geleceği buna bağlı. | TED | وإذا كنت تعرف أو لا، ومستقبل أولادك وأولاد أولادك يعتمد عليه أيضًا. |
Ama her yıl binlerce deri sırtlı su kaplumbağasının şansı böyle yaver gitmiyor, ve türün geleceği ciddi tehlike altında. | TED | ولكن ، كما تعلمون ، الآلاف من السلاحف كل سنة ليست محظوظة جدا ومستقبل هذا النوع في خطر كبير. |
Büyük bir fikri ve önemli bir geleceği olan genç bir adam. | Open Subtitles | شاب في مقتبل العمر لديه فكرة عظيمة ومستقبل عظيم |
Kahramanım; hafızasını kaybetmiş güzel bir sarışın kadın ile onun karanlık geçmişi ve belirsiz geleceği.. | Open Subtitles | بطلتي امرأة شقراء فاقدة لذاكرة مع ماضي اسود ومستقبل غير معروف |
Bay Risley, inancımızın ve ülkemizin geleceği için, çok büyük bir risk almaya hazırım. | Open Subtitles | سيد رايسلي في سبيل إيماننا ومستقبل بلادنا أنا على استعداد لأخاطر بالكثير |
Bakanlığım ve İttifak'ın geleceği adına, bu son görüşme için size teşekkür etmek istiyorum. | Open Subtitles | نيابةً عن وزارتي ومستقبل التوافق أود شكركِ على هذهِ المقابلة الأخيرة |
Ve bu hazine ailelerimizin ve çocuklarımızın yaşamı ve geleceği. | Open Subtitles | وهذا الكنز هو حياة ومستقبل عائلاتنا وأطفالنا. |
Tüm sürünün güvenliği ve bu yavruların geleceği onun gücünü korumasında yatıyor. | Open Subtitles | أمان الجماعة بأكملها ومستقبل هذه الصغيرة يعتمد على بقائه قويًا |
Senin ve bu ülkenin geleceği için. | Open Subtitles | هو لالملكية الخاصة بك، ومستقبل هذا البلد. |
Buradaki insanların yaşamı ve bu kasabanın geleceği buna bağlı. | Open Subtitles | حيوات الجميع هنا ومستقبل هذه البلدة يعتمد على ذلك |
Böylece her bir gözlemcinin kekin içinde geçmiş, bugün ve geleceği oyduğu kendi dilimi var. | Open Subtitles | لذا كل مراقب سيحصل على شريحة مختلفة، يقطعه الى ماضي، حاضر ومستقبل. |
Bu büyük şehrin geleceği onun kararlarına bağlı olacak. | Open Subtitles | ومستقبل هذه المدينة العظيمة سيعتمد على قراراتها |
Ve onlar bize mutluluk ve gelecek hakkında yol gösteriyor. | Open Subtitles | وهم سيوجّهننا إلى السعادة ومستقبل جيد. |
İkiniz de 45.000 kişinin hayatını ve bu medeniyetin geleceğini tehlikeye attığınızın farkındasınız. | Open Subtitles | .. كلاكما تدرون انكم تخاطرون بحياة .. اكثر من خمسة واربعين الف شخص ومستقبل كل هذه الحضارة للخطر |