- Hayır. George sunumla birlikte buraya gelene kadar gidemezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك ان تذهب حتى ياتي جورج ومعه العرض التقديمي |
Polisle birlikte eve baskın yapıp hırsızı balık elinde yakalıyorsunuz. | TED | أنت والشرطة تقتحمون المنزل، وتمسكون بالجاني متلبسا ومعه السمكة. |
elinde bir çıngırak oluşu küçük bir çocuğunun olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | ومعه لفافات اطفال مما يعنى ان احدهم صغير جدا جدا. |
Birkaç gün sonra elinde bu kayıt olan bir görgü tanığı çıkageldi. | Open Subtitles | ثم بعد عدة أيام، يأتي شاهد ومعه هذا. هذا من مسرح الجريمة. |
Ve hala dışarıda bir yerlerde, ve bizim kızımız Yanında. | Open Subtitles | وإنه لا يزال في مكان ٍ ما هنالك ومعه ابنتنا |
Saul'un Yanında Meksikalı bir çocuk vardı. Onu bir mesajla yolladılar: | Open Subtitles | ولد مكسيكي كان مع اخي سول اعادوه الينا ومعه رسالة |
Ama erkek arkadaşım iki dilim kontrfile alıp kapına gelince... | Open Subtitles | ولكن صديقي يأتي عند عتبة بابك ومعه بضع أضلاع لحم |
Günler sonra, kaybolan at yedi yabani at ile birlikte geri döner. | TED | وبعد عدة أيام عاد الحصان ومعه سبعة أحصنة برية. |
İlişki bittiğinde ortadan yitiverdi kadının hisse senetleriyle birlikte. | Open Subtitles | عندما إنتهت القضية .. إختفى ومعه حمل كبير من السندات التى تخص السيدة |
Senatör Rose'un 12 yaşındaki kızı ile birlikte ortadan kayboldu. | Open Subtitles | إختفى ومعه فتاة فى الثانية عشر من العمر ابنة السيناتور روز |
Geldiğimizi farketmemesi gerekiyor aksi halde yükleyiciyle birlikte kaybolur. | Open Subtitles | لابد أن يجهل بمجيئنا وإلا سيفر ومعه الصاعق |
Savunma Bakanı Heller kıdemli politika çözümleyicisi Audrey Raines ile birlikte birkaç dakika önce kaçırıldı. | Open Subtitles | لقد تم اختطاف الوزير هيللر منذ بضعة دقائق ومعه المستشارة السياسية أودري رينز |
Arkamı döndüğüm sırada, o gitmişti ve tabi onunla birlikte affedilme umudum da. | Open Subtitles | في ذلك الوقت استدرت فوجدته قد اختفى ومعه ذهب الأمل بمحو خطاياي |
Öyle ki: Bir pazar günü öğleden sonrasında, bir adam elinde güzel bir mücevher kutusuyla kasiyer külübeme doğru yürüdü. | TED | ففي يوم من أيام ظهيرة الأحد .. جاء إلىّ رجل فى مكانى بالكاشير ومعه علبة مجوهرات جميلة. |
Son çekilen ve geleceğimi temsil eden bir kartta bir sandalda elinde değnek olan bir adam vardı. Sanki bir saz şairi gibi bir şey, anladınız mı? | TED | وآخر كرت سحبه كان ذلك الذي يعبر عن قدري وكان ذلك الرجل يجدف قاربا من قش ومعه قصبة وكان هناك المغني وما إلى ذلك، حسنا؟ |
Adamımız geri geldi, üçüncü kez... ve bu sefer elinde küçük siyah bir çantası var. | Open Subtitles | لقد عاد مجدّداً، للمرّة الثالثة ومعه الآن حقيبة سوداء صغيرة |
Küçük yaşlı bir adam elinde bir notla geldi.Yardım istiyordu belliki. | Open Subtitles | رجل صغير أتاني ومعه ملاحظة مكتوبة، كان يحتاج مساعدة |
Yanında da kuzeni, Matlock Konutunun küçük oğlu Albay Fitzwilliam var! | Open Subtitles | ومعه ابن عمه الكولونيل فيتزوليم الأبن الأصغر ل أيرل ماتلوك |
Evet. Geçeceğini söylediklerinde ağrısı döndü ve Yanında arkadaşını getirdi. | Open Subtitles | قالوا بأن الصداع سيختفي ولكنه رجع ومعه أصدقائه الصغار |
Ama Yanında resimlerle çocuğu kaçıranların olduğu yerden geçiyormuş. | Open Subtitles | ولكنه كان يقود ومعه صور لنفس المكان الذي احتفظ به الخاطفون بالصبي |
Bu soytarının bütün parayı alıp kaçmayacağını nereden bilelim? | Open Subtitles | كيف سنعرف أن هذا الغبي لن يشرد ومعه النقود ؟ |
Bu sabah geldi, yaklaşık dört buçukta iki adamla beraber. | Open Subtitles | لقد أتى صباحاٌ حوالى 4 : 30 ص ومعه رجلين |
Baştan aşağı parlak bronz zırhla bürünmüş ve bir kılıcı, ciriti ve mızrağı var. Kesinlikle dehşet verici. | TED | يغطيه رداؤه البرونزي اللامع من رأسه لأخمص قدميه، لديه سيف ورمح ومعه حربته. كان في هيئة مرعبة تماما. |