Bu New York kundaklama organize edildi ve esas olarak yürütülür Bu adam, | Open Subtitles | بأن حريق مدينة نيويورك كان منظم , ونفذ أساسيا من قبل ذلك الرجل |
Sana, Simms dışında kimseyi sokma, dedim. Şimdi, geri dön ve dediğimi yap. | Open Subtitles | قلت لك أن لا تدع أي شخص يمر إلا "سيمز عد ونفذ ذلك. |
Sevgililer günü için fiks mönüler hazırlamıştık ve bifteğimiz, balığımız ve tavuğumuz çoktan tükendi. Bu yüzden, tavşan mı ördek mi? | Open Subtitles | إنها قائمة طعام معدلة خصوصاً ليوم عيد الحب ونفذ منّا اللحم والسمك والدجاج ، لذا أرنب أو بطة؟ |
Geçen hafta menajerimi kovdum ve hiç de kokainim kalmadı. | Open Subtitles | طردت مدير أعمالي الاسبوع الماضي ونفذ مني الكوكايين |
Planlı bir şekilde gerçekleştirilmiş insan düşmanlarımız tarafından değil de bir makine tarafından hiçbir ölüm korkusu ve ahlaki sıkıntı olmadan, imtikamcı bir amaç doğrultusunda onu kapatmak gibi akıllı bir kararı veren yaratıcısını öldürerek mesaj verme amaçlı yapılmıştır. | Open Subtitles | كان هجوم إرهابي خطط له ونفذ ،ليس بواسطة أعدائنا البشر لكن بواسطة آلة ،بدون خوف من الموت |
Esrar çekiyorum ve param yok. | Open Subtitles | ولقد كنت أتعاطى المخدرات , ونفذ مني المال |
Yarın gece kralın şatosuna gel ve planımı uygula. | Open Subtitles | تعالي إلى قلعة الملك غدا ونفذ خطتي |
Pekâlâ, anahtarları bırak ve gidip söz verdiğin şeyi yap. | Open Subtitles | حسناً، اُترك المفاتيح واذهب ونفذ وعدك |
Sadece yerinizi bilin ve size söylenileni yapın. | Open Subtitles | فقط إعرف مكانك، ونفذ ما يُقال لكَ. |
Kendine bir iyilik yap ve adamı dinle. | Open Subtitles | اجعل الأمر أسهل ونفذ ما يقوله الرجل. |
Ona iyi davran ve dediklerini yap. | Open Subtitles | كن جيدًا معها ونفذ ما تطلبه منك |
- Yüksek sesli ve net olarak duydum. | Open Subtitles | لقد سمعتك بكل وضوح ونفذ |
Doğru dürüst oku ve ne yazıyorsa yap. | Open Subtitles | اقراه ونفذ المكتوب |
Wonka botonlara ve çikolatalı ekmeklere ihtiyacımız Var. | Open Subtitles | نحن بحاجة الى الكثير من ألواح حلويات (ونكا) ونفذ من لدينا الطيور المصنوعة من الشوكولاته. |
Sinyali yollayın ve sıçrayalım. | Open Subtitles | أرسل الإشارة ونفذ العبور |
Birilerini bul ve bunu hallettir. | Open Subtitles | جد شخصاً ما ونفذ العمل |
Petrol milyarderi Mil Axlerod'un, GPS olmadan dünyayı dolaşan ilk araba olma girişimi sırasında, bir şekilde yakıtı bitti ve kendisini ıssız doğanın kucağında buluverdi. | Open Subtitles | لقد خرج للصحراء بدون جهاز ( جي بي إس) ونفذ وقوده |
Onu çukura götür ve seri ol. | Open Subtitles | خذها الى الحفره ونفذ بسرعه |
Nick doğrudan emrime karşı gelmiş ve yabancı topraklarda izinsiz olarak askeri operasyon yapmıştı. | Open Subtitles | تجاهل (نيك) أوامري المباشرة ونفذ عميلة عسكري غير مصرح بها على أرض أجنبية |
O bunu titizce planladı ve onu idam etti. | Open Subtitles | خطط ونفذ بلا خلل |