Bu yüzden de tam gün çalışacak bir psikolog tutmak istiyorum. | Open Subtitles | وهذا سبب رغبتي في استئجار طبيب . نفسي , بدوام كامل |
Bu yüzden onu vurmak için devletten birisi olsun istedim. | Open Subtitles | وهذا سبب بحثي عن شخص في الحكومة لكي يُنهي الأمر |
Bir tuhaflık olmasını umut ediyorsun, Bu yüzden hâlâ buradasın. | Open Subtitles | تأملين أنّه أمر غريب. وهذا سبب أنّكِ ما تزالين هنا |
O yüzden, elimizdeki nimetlere her gün şükretmeliyiz diyorum ya. | Open Subtitles | وهذا سبب ما أقوله، يجب أن تحصي نعمك كل يوم |
İşte Bu yüzden bir ilişkim olduğunu reklam etmeye niyetim yok. | Open Subtitles | وهذا سبب يجعلني لا أعلن حقيقة بأنني كنت على علاقة غرامية |
ışte Bu yüzden bir ilişkim olduğunu reklam etmeye niyetim yok. | Open Subtitles | وهذا سبب يجعلني لا أعلن حقيقة بأنني كنت على علاقة غرامية |
Bu yüzden seni aradı, Bu yüzden onu almaya gittin. | Open Subtitles | هذا سبب أتصالهِ بك هذا سبب وهذا سبب قيامك بأيصاله |
Sonra anladık ki tam da eklemin olduğu yerde dikeni kırmışım ve ucu içeride kalmış, Bu yüzden de iyileşmiyormuş. | TED | اتضح أنني كسرت سن شوكة القنفذ في المفصل، وهذا سبب عدم تحسنه. |
Bu hisse asla doyamam ve Bu yüzden her iki yılda bir yeni bir dil öğreniyorum. | TED | لا يمكنني الاكتفاء من ذلك الشعور، وهذا سبب تعلمي لغة جديدة كل سنتين. |
İzolasyonun gerçek tanımı, bunu hiç bilmemek ve Bu yüzden, Kuzey Kore'deyken izole edildiğimi ben hiç bilmedim. | TED | ولكن جهلك بذلك هو المعنى الحقيقي للعزلة، وهذا سبب أنني لم أدرك أبداً أنني كنت معزولة عندما كنت في كوريا الشمالية. |
Fakat şu an buradayım ve Bu yüzden mucizelere inanıyorum. | TED | لكـنّي الآن إنسانة حرة هنا، وهذا سبب إيماني بالمعجزات. |
Bu virüsün hızını yavaşlatmamız gerekiyor, Bu yüzden sosyal mesafeyi koruyoruz. | TED | نحتاج إبطاء سرعة هذا الفيروس، وهذا سبب التباعد الاجتماعي. |
Veterinerin dediğine göre Bu yüzden yorgunmuşum. | Open Subtitles | الطبيب البيطري ينصح بذلك. وهذا سبب تعبي. |
Bu yüzden geri döndüm. Seni görmek istedim, biliyorsun. Bunları geride bırakıp baştan başlamak istedim. | Open Subtitles | وهذا سبب عودتي أردت أن أراك وأبدأ من جديد تاركا الماضي ورائي |
Bu yüzden dava kaybetmiyor, iyi bir program sunuyoruz. | Open Subtitles | وهذا سبب أننا لم نخسر أي قضية ونذيع عرض راقي شيء آخر؟ |
İşte Bu yüzden burdayım, gördün mü? | Open Subtitles | وهذا سبب وجودى هنا؟ ألم تدرك ذلك بسهولة؟ |
Hep bilirler! Bu yüzden sehrin her yerinde uyari panolari asili. | Open Subtitles | كلهم كانوا يعلمون وهذا سبب وجود كل التحذيرات فى المدينة |
Evet, kimin olduğunu biliyorum işte O yüzden buraya geldim. | Open Subtitles | أعلم، وأعلم من صاحب هذا القميص وهذا سبب وجودي هنا |
Dedektif Taylor bu amacına ulaşmak için yalnız kalmak zorundaydı ki bu disiplin duruşmasının nedeni de bu zaten. | Open Subtitles | من أجل تحقيق ذلك الهدف المحقق كان يحرص أن يكون وحيداً وهذا سبب الجلسة الإنضباطية |
Bu o makineyi kafanda parçalamam için yeterli bir neden mi? | Open Subtitles | وهذا سبب كاف لجعل هذا الكاميرا تمثال فوق رأسك |
Ama isim vermedin... ve sırf Bu nedenle hala sağlamsın. Anladın mı? | Open Subtitles | ولكنك لم تبح بأي أسماء وهذا سبب أنك حي ترزق، أفهمت؟ |
Ve buraya gelmemin sebebi de bu, sessizlik dışında başka birşeyler bulabilmek. | Open Subtitles | وهذا سبب مجيئي هنا أمور تعتقد أنك تعلم بشأنها .. الطمأنينة |
Herkes seni asıl isminle çağırırken hâlâ sana Ems dememin nedeni bu. | Open Subtitles | وهذا سبب إني لازلت أناديكِ إيمز حتى من الرغم من أن العالم يعرف إسمك الحقيقي |
Birbirinizi güvende tutmak istemeniz için bir sebep daha. | Open Subtitles | وهذا سبب إضافي لترغبون بإبقاء بعضكم بأمان |
Senden bir hafta boyunca uzak kalmamın sebebi de buydu. | Open Subtitles | وهذا سبب بقائي بعيداً عنكِ لمدة أسبوع |