Ama bu demek değil ki psikotik zorluklardan uzak durabildim. | TED | وهذا لا يعني أنني قد انتهيت من كل الصراعات النفسية. |
Çünkü bazen insanlar seninle oynamak istemez Ama bu önemli değil. | Open Subtitles | لانه احياناً الناس لا تريد اللعب معك وهذا لا بأس به |
Dünyadaki tüm eğitim sistemleri şu anda reform içindeler. Ama bu yeterli değil. | TED | كل نظام تعليم في هذا العالم يُعاد هيكلته في الوقت الراهن. وهذا لا يكفي. |
Çünkü burada, şehirdeyim ve Bu da beni çok mutlu etmiyor. | Open Subtitles | ـ لأني هنا في المدينة ـ وهذا لا يجعلني سعيدا أيضا |
Ve bu yatak odasında bitmez. Yo, hayır. Dizginleri elime alıyorum. | Open Subtitles | وهذا لا يقتصر على غرفة النوم فحسب، أنا من يمسك السيطرة |
Paranı istemiyoruz, ...bu sana ait bir şeyi istemiyoruz anlamına gelmez. | Open Subtitles | نحن لا نُريدُ نقودك، وهذا لا يعني بأنّنا نُريدُك أَنْ تأخذه. |
Ama, şunu bil ki, o artık yok diye, o şeyleri kendinden bekleyemeyeceğin anlamına gelmiyor bu. | Open Subtitles | حسنا، كما تعلم، فقط 'السبب انه ذهب، وهذا لا يعني أنك لا يمكنك أن تتوقع تلك الأشياء لنفسك. |
Hiç bir seçim istemiyorum demek değil dediğim, Ama bu kadar çok seçim tamamen yapay.'' | TED | وهذا لا يعني انني لا اريد حقي في الاختيار ولكن معظم هذه الخيارات هي خيارات وهمية |
- Oh, sana bunun cevabını verirdim Ama bu cevabı sadece sen ve ben anlayabiliriz anlayamayacaklara öğretmenin de dahil. | Open Subtitles | لكن الوحيدون الذين سيفهمونه هو أنا وأنتي وهذا لا يشمل معلمتك |
Şey, ben de 1.90 ım , Ama bu aynanın açısı bana uygun değil. | Open Subtitles | حسناً، طولى ستة قدم وهذا لا يساعدنى تماماً |
O batıyor Nina. Ama bu senin de onunla batmanı gerektirmez. | Open Subtitles | ان سمعته تقل يا "نينا" وهذا لا يعنى ان يأخذك معه |
Çoğu insan için buna şans oyunu der, Ama bu hiç adil değildir. | Open Subtitles | يصفها البعض انها لعبة حظ وهذا لا يفيها حقها |
Belki bazı ekstra şeyleri kaçırmışımdır... Ama bu beni ucube yapmaz, değil mi? | Open Subtitles | ربما قد فاتني على بعض الأنشطة اللاروتينية ـ وهذا لا يجعلني غريب؛ أليس كذلك؟ |
Ama bu, zor günler ya da uğraşılacak zor işler olmayacağı anlamına gelmiyor, çünkü olacaktır. | Open Subtitles | وهذا لا يعني أنه لن تكون هناك ايام صعبة، أو اشياء عصيبة لمعالجتها، لأنها ستتواجد، |
Kutsal su kutsanmıştır. Bu da durumu kanıtlamamızı zorlaştırıyor. | Open Subtitles | الماء المقدّس مبارك وهذا لا يدعم نظرية الاستحواذ |
İkiniz de kanıt çalmakla şüphelisiniz. Bu da şüpheleri üstünüzden kaldırmıyor. | Open Subtitles | كِلاكما مشتبه به في سرقة أدلة وهذا لا يبعدكم بالضبط عن الشك |
Bu da Indiana'nın en şanslı adamı olmalı. | Open Subtitles | وهذا لا بد أنه أكثر رجل محظوظ في إنديانا |
Bu bir şey değiştirmiyor. İstediğin şeyi vereceğim Ve bu iş bitecek. | Open Subtitles | وهذا لا يغيّر من الأمر شيئاً، سأمنحك ما تريد، وسينتهي هذا الأمر |
Hatıran hapishanede geçirdiğin zamandan daha uzundu Ve bu seni bizden biri yapmaz. | Open Subtitles | هذه الذكريات كانت أطول من مده إعتقالك وهذا لا يجعل منكِ واحدة منا |
Çünkü derinlerde yolculuğunuzun karanlıkta bittiğini bilseniz bile bu, karanlıkta başladığı anlamına gelmez. | Open Subtitles | أن الرحلة تنتهي في الظلام وهذا لا يعني بالضرورة أنها بدأت في الظلام |
Bu, birden itfaiye hortumuna dönüşeceğiniz anlamına gelmez. | TED | وهذا لا يعني أنه يجب عليك أن تتحول فجأة إلى شلَّالٍ من المشاعر. |
Seni sevmediğim anlamına gelmiyor bu. | Open Subtitles | وهذا لا يعني أنني لا أحبك ، مهما . كنت أنت |
bu sadece size erişimin verilmesiyle alakalı değil arkadaşlar. | TED | وهذا لا يتمحور فقط حول منحكم إمكانية الوصول للمعلومة. |