"وهمس" - Translation from Arabic to Turkish

    • fısıldadı
        
    Sonra bir pazar akşamı bu odada oturuyorduk ve bana çok yumuşak bir edayla fısıldadı ben dünyadaki kimseye benzemiyordum insanlar beni asla anlamazdı. Open Subtitles ثم فى مساء احد اللآحاد كنا جالسين فى هذه الغرفه وهمس لى فى صوت خافض جدا
    Şimdi, bu kısmı aslında duymamam gerekiyordu ama Marshall Lily'e eğilip şöyle fısıldadı. Open Subtitles الآن، لم يفترض بي أن أسمع هذا الجزء لكن مارشال اقترب إلى ليلي وهمس لها
    "Bir anda soğuk, yoğun bir ter tüm vücudunu kapladı ve fısıldadı,..." "Üzerime doğru nefes alma, o kadar soğuk geliyor ki." Open Subtitles من جهة اصابه عرق شديد وبارد وهمس لاتتنفس علي انها كالثلج
    Beni gözleriyle beceriyor gibiydi ve kulağıma muhteşem olduğunu bildiğim bir şey fısıldadı. Open Subtitles لقد دمرني فعليا بعينيه وهمس بشيء من المفترض ان يكون رائعا في اذني ويفترض بي اقول
    Scientoji üyesi Brian bana "Onlara ilaç verilmiş." diye fısıldadı. Bu, Scientoloji'ye göre dünyadaki en kötü şey, benceyse fena bir fikir değil. TED وهمس برايان السنتيولوجي إلي، "إنهم تحت تأثير الدواء،" وهو ما يعتبر بالنسبة للسنتيلوجيين أسوأ شئ يمكن أن يحدث في العالم، ولكن ما كنت أظنه أنها على الأغلب فكرة جيدة.
    Vali öne doğru eğilip kulağıma fısıldadı: Open Subtitles ثم مال الحاكم وهمس في أذني،
    Meslektaşı, Ken Bainbridge, olayı farklı bir yönden ele alıp Oppenheimer'a yaklaştı ve şöyle fısıldadı; Open Subtitles (زميلُه( كنبانبردج, صاغها بطريقة مُختلفة عندما مال بجانب (اوبنهيمر) وهمس,
    Yabancı eğildi ve... ...rahibin kulağına fısıldadı. Open Subtitles الغريب إنحنى وهمس في أذنه
    ..ve kulağına fısıldadı.. Open Subtitles "وهمس في أذنهِ..."

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more