"وهو غير" - Translation from Arabic to Turkish

    • ve
        
    • değil
        
    Oda onun adına değil ve kredi kartı da onun değil. Open Subtitles ولكن الكبائن لا تحمل اسمه وهو غير موجود على بطاقات الائتمان
    Oda onun adına değil ve kredi kartı da onun değil. Open Subtitles ولكن الكبائن لا تحمل اسمه وهو غير موجود على بطاقات الائتمان
    Evet tüm bu özellikleri mevcut ama çok tatlı ve zararsız bir çocuk. Open Subtitles حسنا، نعم إنه كل تلك الأشياء لكنه أيضا رقيق جدا وهو غير عدواني
    ki o artık hayatta değil. Donanma gerçeği öğrendiğinde, diyecek ki: Open Subtitles أنت تريد قائد أمريكى يُدعى شيرز , وهو غير موجود
    Bunların çalıştırılması, bakımı ve tamiri için gerekli olabilecek eğitimli personel mevcut değildir. Yüksek sıcaklıklara ve neme dayanamayabilirler. Genellikle sabit ve güvenilir bir elektrik akımına ihtiyaç duyarlar. TED إذ قد تحتاج إلي فريق مدرب وهو غير متاح لتشغيل وصيانة وإصلاح تلك المعدات؛ وقد لا يتحمل الرطوبة ودرجات الحرارة العالية؛ وعادة ما تتطلب إمدادات كهرباء منتظمة ويُعتمد عليها.
    O sıradışı bir şekilde, hafta içi bir günde, sayfiye evine gidiyor, ve kapıcıya düşünecek şeyleri olduğunu söylüyor ve sonra yürüyüşe gidiyor. Open Subtitles فقد ذهبت لمنزل الشاطئ وسط الأسبوع وهو غير معتاد وقالت للخادمة أنها تفكر بعمل ما ثم ذهبت تتمشى
    ve ilerleme kaydedememeniz onu çok rahatsız ediyor. Open Subtitles وهو غير مسرور على الإطلاق من الفقدان الواضح للتطور لديك.
    Oğullarına, karısına ve gelinine o yokken kimsenin gelmesine izin vermemeleri gerektiğini öğretmişti. Open Subtitles وزجة إبنه ألا يسمحوا للغرباء أبدا بالدخول على أملاكه وهو غير موجود واذا استعملت القوة فليدافعوا بالقوة
    - Küçük dostum, herşey ters gidiyor, bu tam bir felaket, insanlar çığlık atıyor, ve Gem, bebek fırlamasın diye ayaklarını uzatmak istiyor! Open Subtitles الغلام الصغير .. كل شيء إنحرف عن مساره .. وهو غير قابل للإصلاح
    Burada 211, 183 ve inanmayabilirsiniz ama bir 11-350 vakası var. Open Subtitles لدينا 211, 183 وصدقوا او لا لدينا 11-350 وهو غير جميل
    İnsanlar altı ay ila bir yıl içinde ölüyor... ve sebebi bulunamıyor. Open Subtitles الناس يموتون بفتره 6 شهور الى سنه وهو غير قابل للتقصي
    Kızgınca değil, halıya pisleyen bir köpek yavrusuna sallar gibi. Open Subtitles كنت أشعر بأن الرب ينظر إلي وهو غير غاضب ولكن مستاء بعض الشيء
    Çünkü eğer babam şehirde olsaydı bile ki burada değil, böyle bir tuzağa düşmezdi. Open Subtitles لأنه حتى لو كان والدنا في المدينة , وهو غير موجود لن ينخدع بأمر كهذا
    Muhtemelen kurtulamayacak. Bu yüzden ben buradayım, o değil. Open Subtitles والأرجح أنه لن ينجو لهذا أنا هنا وهو غير موجود
    Sondayı oraya vaktinde götürecek güçte bir rokete ihtiyacınız var ve o roket ise henüz mevcut değil. Open Subtitles ولكنك بحاجة إلى صاروخ قوي كفاية ليكون هناك بالوقت المناسب وهو غير موجود
    ve benim "mem"ler hakkında söylediklerimden mesul değil. TED وهو غير مسائل عما سأقوله حول "الميم"..المخيال.
    New York'tan öğrendiğimiz şey ise, soklarımızı hızlı bir şekilde değiştirmek mümkün pahalı değil ve anında görünebilir avantajlar sunar. Hem de gayet popüler olabilir. TED والدرس الذي تعلمناه من نيويورك هو انه من الممكن ان تغيّر الشوارع بسرعة كبيرة وهو غير مكلف وسيعود بالنفع المباشر وسيحظى بشعبية واسعة
    Hangi kişiliğinin gerçek kişiliği olduğu belli değil. Open Subtitles وهو غير متأكد ما هي شخصيته الحقيقية

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more