Bu, Liman Koyu Kasabı'yla, Aynı odayı paylaşan ekibin ta kendisi. | Open Subtitles | وهو نفس الفريق أيضا الذى عمل على قضية سفاح مرفأ الخليج |
Bu, 6.000 sene önce otlak nehrini oluşturan, yazın meydana gelen Aynı mevsimsel su atışı. | TED | وهو نفس الخفقان الموسمي للمياه في الصيف الذي بنى هذا النهر من العشب منذ 6000 سنة. |
ve dışarıda yürürken hepimizin nefes aldığı Aynı kirlilikten yapıldı. | TED | وهو نفس التلوث الذي نتنفسه جميعًا عندما نسيرُ في الهواء الطلق. |
Burada bir Olimpik patencinin tarifini görüyorsunuz, kişinin iç durumumun fenomenolojisinin Aynı temel tarifi. | TED | وترون هنا وصفًا لمتزلج أوليمبي وهو نفس الوصف تقريبًا لظواهر الحالة الداخلية للإنسان |
Bu, memlekette, Amerika ve İngiltere'de politikacılar aleyhinde ortaya konulan savın, aynısıydı. | Open Subtitles | وهو نفس الادعاء الذي أثير ضد السياسيين في أوطانهم في أمريكا وبريطانيا |
Bizi sarmalayan bir Tanrı var, Bay Holmes ve o kötü adamı cezalandıran Aynı Tanrı oğlumu da cezasından kurtaracaktır. | Open Subtitles | هناك الله فى السماء يا سيد هولمز, وهو نفس الاله الذى عاقب هذا الرجل الشرير وسوف يُرينا الاوقات السعيدة, |
Aynı gün 250,000 dolar, kampanya hesabınıza geçmiş. | Open Subtitles | وهو نفس اليوم الذى تم ايداع المبلغ فى حساب حملتك الانتخابية |
Tıpkı o garson gibi, Aynı garson daha öncede buradaydı... | Open Subtitles | مثل الجرسون , وهو نفس الجرسون الذي كان هنا من قبل |
Yeri bulmak için haritayı çıkarınca bir de baktım ki saniye koluyla Aynı sayfadayım. | Open Subtitles | أخرجت كُتيّب الخرائط لمعرفة أحد المواقع فوجدت نفسي رقم الصفحة وهو نفس رقم الثواني |
Bu kişi daha iyi Senden daha tanıdık kendini biliyor ... size Aynı kişi yan, çok zaman. | Open Subtitles | طوال حياتك ، شخص ما قد يعرفك افضل مما تعرفين نفسك وهو نفس الشخص الذي يقف بجانبك طوال الوقت |
Hastanede Walter'ı görmen de Aynı sebepten. | Open Subtitles | وهو نفس السبب الذي يعتقد رأيت والتر في المستشفى. |
Aynı nedenden sen de 20 yıl daha alamayacaksın. | Open Subtitles | وهو نفس السبب الذي سيجلسكِ في نفس المكان بعد عشرين سنة |
Aynı şeyi size de yapabilir efendim. | Open Subtitles | وهو نفس الشيء الذي قد يفعله لك ، يا سيدي |
Kızın torpido gözünde sakladığı silah da Aynı silahmış. | Open Subtitles | وهو نفس المسدس الذي تحتفظ به في صندوق القفازات |
Burda da Aynı şey | Open Subtitles | وهو نفس الأمر هنا عزيزتي فقط المزيد من الناس |
Çünkü daha önce görevden almam için yalvardığın adamı ...şimdi tekrar Aynı göreve getirmem için yalvarıyorsun. | Open Subtitles | لإعادة توظيف شخص الى لجنة العمل وهو نفس الشخصِ الذي كنت تستجديني لإخراجه من لجنة العمل. |
Aynı adam, başka bir isim altında Newark'a iniş yapar. | Open Subtitles | وهو نفس الشخص الذي غادر "أتلانتك سيتي" ولكن بإسم مختلف |
Ve bu insanlarla ilgili ne düşünüyorsan benim de düşüncem Aynı. | Open Subtitles | وأيًا كان ماتظنه بخصوص هولاء الناس, وهو نفس الشيء الذي أظنه حولهم, |
Şu an beni görmen de. | Open Subtitles | وهو نفس السبب كنت تعتقد أنت ترى لي الآن. |