Hem biz zaten okuyamayız ve kapımız da buna değmez. | Open Subtitles | على أي حال، نحن لا نقرأ وهيكل بابنا لا يستحق |
10.000 boş kutu ve her küçük şehri içeren kuruluş çizelgesiyle başlayın. | TED | ابدأوا بـ 10.000 خانة فارغة وهيكل تنظيمي يغطي كل مدينة صغيرة. |
Beden dili ve ses tonu, kalp atışında değişiklik, yüz rengi ve vücut ısısı ya da yazdığımız yazıdaki kelimelerin sıklığı ve cümle yapısı ile. | TED | هناك لغة الجسد ونغمة الصوت، تغيرات في معدل نبضات القلب، لون البشرة، ودرجة حرارة الجسم، أو حتى معدل تكرار الكلمة وهيكل بناء الجملة في كتاباتنا. |
Yasal bir iş için gerekli organizasyon ve yapımız var. | Open Subtitles | لدينا تنظيم وهيكل للأعمال التجارية المشروعة. |
Üzerinde çok düşündüğümüz şeylerden biri, vücuttaki dokuların yapısını gerçekten anlamak. | TED | ولذلك فإن أحد الأشياء التي نفكر بها كثيراً هو في الحقيقة محاولة فهم بنية وهيكل الأنسجة في الجسم. |
Savaş gövdesi çok ağır zırhIı ve dış saldırılara karşı koyabilir. | Open Subtitles | وهيكل جسمها شديد التسلح وشديد الصلابة لمقاومة الهجوم الخارجي |
Pantolonlarında gözleri ve hamamböceği kabukları olması akla daha yatkın. | Open Subtitles | هذا منطقي أكثر مما لو كان لديهم عيون ذباب وهيكل صرصور |
biliyoruz ki bu evrenin yapısı ve şeklinin... nihai açıklaması değildir. | Open Subtitles | نحن نعلم أنها ليست الوصف النهائي لشكل وهيكل الكون. |
Söylenenler, iskelet, ceset ve cinayet. | Open Subtitles | الكلمات: جثة وهيكل عظمي وقتل باتت مرتبطة بها |
Bu yüzden değişik ortamlar ve yapılar tasarlamaya başladık ve kozanın şeklinin, yapısının ve özelliklerinin bulunduğu çevre ile direkt bağlantısı olduğunu keşfettik. | TED | لذلك بدأنا بتصميم بيئات مختلفة، وسقالات مختلفة واكتشفنا أن الشكل والتكوين وهيكل الشرنقة، كان على إطلاع بالبيئة بشكل مباشر. |
Bu anlatıda apaçık bir şekilde eksik olan şey, iktidar ve sermayenin rolü ve bu iktidar ve sermayenin, alım satım işlemlerini ve piyasaların kurallarını ve yapısını değiştirmek için en baştan nasıl kullanılabileceğidir. | TED | ما هو مفقود بشكل صارخ من هذه الرواية هو دور السلطة والرأسمالية، وكيف أن السلطة والرأسمالية يمكن إستخدامهما لتغيير القواعد وهيكل المعاملات والأسواق من الأساس. |
Bileklerindeki ve karyoladaki izlerin ışığında... kurbanın kelepçeyle bağlandığına inanıyorum | Open Subtitles | من العلامات على الرُسغين وهيكل السرير... اعتقد بأن الضحية كان مُقيداً. |
Bu bebek, uçuşla ilgili rüzgâr hızı, dönüşü meydana getiren güç ve delta-V gibi 28 sistemin ölçümünü kaydetmiş. | Open Subtitles | يسجّل هذا الطفل الرضيع telemetry من 28 نظام بضمن ذلك سرعة الطيران وعزم لّي وهيكل طائرة ودلتا v. |
Üç yatak odası, iki banyo ve bir iskelet. | Open Subtitles | ثلاث غرف نوم، حمامان، وهيكل عظمي |
Düşüşün çok belliydi ve bedeni çok uydurma seçmişsin. | Open Subtitles | سقطتك كانت واضحة وهيكل جسدك رديء |
4,082 bina ve binasal yangın. | Open Subtitles | 4082 مبنى وهيكل |
Tamamen organik halde doğmuş olan Brainiac kendine kapsamlı motor, iskelet ve sibernetik geliştirmeler eklemiş. | Open Subtitles | ولد بمكونات عضوية تماماً (وتزود( برينياك.. بقوة واسعة النطاق، وهيكل عظمي وتعزيزات قوية للمعرفة بداخله، |
Çalınan NYPD dosyalarında Elias'ın ekibindeki tüm üyeleri, iş ortakları ve operasyon yapısına dair bilgiler var. | Open Subtitles | ملفات شُرطة (نيويورك) المسروقة تلك تحتوي كلّ عُضو بمُنظمة (إلايس)، وشُركاءه التجاريين، وهيكل عمليّته. |
Evet, kara maskeleri ve Laurentina'nın iskeletiyle doğru. | Open Subtitles | نعم, مع الغلاف الأسود وهيكل (لورنتينا) |