"وواحدة" - Translation from Arabic to Turkish

• tane de
• bir tane
• biriniz
• biri de
• İki
• birisi
• diğeri de
• ve bir
• tanesi de
• bir tanesi

İki gerçek kurşun oyunu kurmak için ve bir tane de tamamlamak için.
طلقتان حقيقيتان لإعداد الخدعة وواحدة فارغة لإكمالها

Benim için üç kopya yapın, bir tane Başkan'ın ekibi için, bir tane Matignon'a, bir tane de Albay Martin için, böylece tüm dostlarımız onu her an görebilir.
اصنع ثلاث نسخ لي، واحدة لموظفي الرئيس وواحدة لماتينيون وواحدة للعقيد مارتن ليتمكن اصدقائنا من قرائتها

Hiçbir zaman çifte standartlı bir adalet sistemi olarak da tasarlanmadı: zenginler için bir tane ve diğer herkes için bir tane.
لم يُقصد من الكفالة مطلقًا خلق نظام عدالة ذي طبقتين. واحدة للأغنياء وواحدة لكل شخص آخر.

biriniz dost, biriniz düşman ve biriniz de aileden biri tarafından.
واحد بيد صديق وواحدة بيد عدوّ وواحد بيد فرد من الأسرة.

Adam saati açmış, ve çıkardığı şeylerden biri de denge çarkıymış.
فقام الساعاتي بفك قطع الساعة واخذ يقوم بتنظيفها وواحدة من تلك القطع كانت عجلات التوازن

İki çocuğun eve dönmüyor ama sadece birine mi bağırıyorsun?
ثمة ابنان بالخارج طوال الليل وواحدة منهما يتم الصراخ عليها؟

en ilginç şeylerden birisi bir soruya karşılık olarak verilen bir cevaptan gelmedi onun yerine basit bir misafirperverlik jestinden geldi.
وواحدة من اكثر الامور اثارة للاهتمام لم تأتي من الاختبار نفسه بل جاءت من تصرف بسيط كنا نقوم به لنرحب بالمتطوعين

Biri, kasabadaki sayısız yeni dostlarını ağırlaman için... diğeri de uyumak için... tabii eğer vicdanın uyumana izin verirse.
واحدة لتسلية أصدقائك الكثيرين الجدد فى البلدة وواحدة للنوم إذا تركك ضميرك تنام

Şeyl, bilirsin, iki tane normal ve bir tane de ancak...
نعم، عضوان طبيعيان وواحدة تلك بالكاد تتأهل لتكون

Bunları almaya başlamanı istiyorum. bir tane sabah, bir tane de yatmadan önce.
أريدك أن تبدأ فى أخذ هذا واحدة فى الصباح وواحدة قبل النوم

Burnumda bir tane, her bir yanağımda, gözlüklerin olduğu yerde bir tane var, ancak içeride gerçekten de çok farklı bir insanım.
واحدة على أنفي وواحدة على كل خد بسبب النظارات، ولكن في داخلي أصبحت شخصا مختلفا في الواقع

biriniz arkadaş, biriniz düşman ve biriniz de aileden biri tarafından.
واحد بيد صديق وواحدة بيد عدوّ وواحد بيد فرد من أسرته.

biriniz dost, biriniz düşman ve biriniz de aile ferdi tarafından.
واحد بيد صديق وواحد بيد عدوّ، وواحدة بيد فرد من الأسرة.

Biri kas dokusuna, biri de kemiklerdeki ilik merkezlerine.
واحدة في العضلات العميقة وواحدة في مراكزالنخاع العظمي

Üçü üzerinde, biri de acil durumlar için yedekte olacaktır.
ثلاثة منها ستكون عملية وواحدة ستكزن فى صندوق قمامة فى مكان ما

İki kişi iş yerlerini ya da evleri temizlerken, diğeri çocuklara göz kulak oluyordu.
اثنتان منهنّ يقمن بتنظيف منزل أو مكتب ما. وواحدة منهن تقوم برعاية الأطفال.

Sihirli bir şekilde değil. Üç tane ameliyat geçirdim, bunlardan birisi de deneyseldi.
ليس بمعجزة ولكن خضعت لثلاثة عمليات جراحية بأرادتي وواحدة منهم كانت للتجربة

Biri ıska geçti, bir tanesi buradan... diğeri de... buradan vurdu.
واحدة أخطأت وواحدة أصابته هنا والأخرى هنا

ve bir tanesi havuç soyacağı adlı küçük şeye dönüştü.
وواحدة من هذة الافكار تحولت لشئ صغير يسمى قشارة الجزر

Bu davamızı ilerletirken karşılaşacağımız engellerden bir tanesi de sınavlardır.
وواحدة من المعوقات ايضاً التي تواجهنا .. هي سحب هذه النظرية على الامتحانات

Beş farklı annesi olmuş. bir tanesi ona vurmuş bile.
، لقد حصلت على 5 أمهات مختلفات وواحدة منهم ضربتها