"ووجهه" - Translation from Arabic to Turkish

    • yüzü
        
    • yüzünde
        
    • yüzünü
        
    • Yüzüne ve
        
    • Yüz ve
        
    • yüzüstü
        
    • Yüzükoyun
        
    Düştüğünde yüzü öylesine hasar görmüş ki maskeyle gizlemek zorunda kaldı. Open Subtitles ووجهه الذي تضرر بشدة من أثر السقوط قام بإخفائه تحت القناع
    yüzü çıtaya doğru atlayarak, geleneksel binme yöntemiyle her bacağı geçirmek yerine, sırtı çıtaya doğru atladı. TED بدلاً من أن يقفز ووجهه مواجه للحاجز، ورفع كل ساق باستعمال أسلوب الرافعة التقليدي، فإنه قفز وظهره مواجه للحاجز
    Elinin tamamen beyazladığını göebilirsiniz, yüzü, burnu da donmuştu. TED فكما ترون هنا يده بالكامل بيضاء ووجهه وأنفه بالكامل كان قد حرقه بالصقيع
    Yüksek irtifadan düşmüş olsaydı, yüzünde ve gözlerinde donma belirtileri olurdu. Open Subtitles مع سقوط من علوٍ شاهقٍ، فإننا سنرى تثليج شديد على عينيه ووجهه.
    Onun, keşke o komik saçını ve o güzel yüzünü hiç göstermemiş olmamasını istemesini sağla. Open Subtitles دعه يتمنى لو أنّهم لم يظهر هو مع شعره المضحك ووجهه الطفولي
    Yüzüne ve kollarına dokunup, sarmaya çalışan şey yaprak ya da bitki değildi. Open Subtitles لم تكن النباتات او الشجيرات من تتبعه تلمس يديه ووجهه
    O sıska, incecik bacakları, kolları... ve yeşil yüzü, yaprak gibi. Open Subtitles بتلك الأذرع والأرجل النحيفة الشبيهة بالخِيار ووجهه الأخضر كلون النباتات
    Müdür masasında oturuyordu yüzü bir güvecin içindeydi. Open Subtitles المدير جالساً وهناك في ذلك المكتب ووجهه الى الأسفل ميتاً
    Adamın yüzü olmadığı için, elimde hiçbir şey yok. Open Subtitles ليس لدي دافع مالم يكن واضحاً ووجهه لا يضهر لذا هذا لا يعتبر وضوحاً
    Kimliği yokmuş, yüzü ve parmakları yandığından erimiş. Open Subtitles لم يكن يحمل أية بطاقة هوية ووجهه وبصماته أذيبت بشكل أساسي
    İyi dönemlerden kalma bir güreşçiye benziyordu. Şemsiyenin üstünde yüzü vardı. Open Subtitles إنه مثل اللوشادور في الأيام الجيدة ووجهه كان على المظلة
    Susuzluk yüzünden yüzü ve ayakları şişmiş açlık yüzünden her tarafı titreyen küçük bir kız. Bu yüzden mısır çalıyor. Open Subtitles بقدميه المتورّمتان, ووجهه المنتفخ وكأنه مليء بالماء
    Gövdesinin üstü ve yüzü asıl darbeyi almış. Open Subtitles جذعه العلوي ووجهه أخذوا الجزء الأكبر من الضرر
    - Bebeğini eve götürüp beşiğe koyduktan sonra onu yüzüstü mü bırakacaksın yüzü koyun mu? Open Subtitles ،عندما تصل طفلك إلى المنزل وتضعه في المهد هل سترقده ووجهه للأعلى أم للأسفل؟
    yüzünü ön cama dayamış birine benzeyen, kocaman bir gülümseme var yüzünde. Open Subtitles ووجهه يضغط على الزجاج الأمامي, يبتسم ابتسامة عريضة
    Şimdi sakat ve yüzünde yara izi var. Open Subtitles الآن هو مَشْلُولُ، ووجهه مَجْرُوحُ.
    Ayrıca iki kol ve bir bacağında da kırıklar var, vücudunda ve yüzünde yanıklar var, ayrıca kornealarında da yaralar var. Open Subtitles جيد.حسنا، فى الحقيقة فهو مصاب بكسور أيضا، فى يده وقدمه ...طالت الحروق جسده ووجهه و وهناك عطب أصاب قرنية عينيه
    Artık ben onun adını ve yüzünü biliyorum. O da benim ismimi ve yüzümü biliyor. Open Subtitles والآن أنا أعرفه إسمه ووجهه وهو كذلك يعرفني
    O gün ikinizin de yüzünü gördüm. Bir şey olmuştu. Open Subtitles رأيتُ وجهكِ ووجهه بذاك اليوم شيء ما حدثَ بيّنكما
    Yüzüne ve kollarına dokunup, sarmaya çalışan şey yaprak ya da bitki değildi. Open Subtitles لم تكن النباتات او الشجيرات من تتبعه تلمس يديه ووجهه
    Güzel bir Yüz ve ona uyumlu bir vücut Open Subtitles خالتي - ووجهه بشوش و بنية جسميه متجانسة -
    Birkaç blok ötede bir sokakta, kaldırımda yüzüstü yatarken bulmuşlar. Open Subtitles وجدوه بزقاق على بعد شوارع معدودة من هنا, ووجهه على الرصيف.
    Bobby sızdı... Kızıl çalı dağına Yüzükoyun uzandı. Open Subtitles بوبي " قضي عليه" ووجهه مسدد لبستان العشب الأحمر

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more