Başlıca besin kaynakları azaldıkça hasat, okyanusların daha da derinlerine iniyor ve daha fazla protein kaynağı getiriyor. | TED | لأن مصادر الغذاء الأساسية نضبت، الصيد الجائر يذهب في أعماق المحيطات ويجلب المزيد من مثل مصادر البروتين هذه. |
ve saati ortaya, robotun görüş alanına getiriyor, ona doğru tutuyor, bir duygu sinyali yolluyor ve robot saate oldukça başarılı bir şekilde bakıyor. | TED | ويجلب محور الساعة، لمجال رؤية الروبوت، يشير لها، ويعطيه إشارة عاطفية، فينظر الروبوت للساعة بكل نجاح. |
Ve yanında büyük köpeğini getiriyor, yani doğru düzenlemelere ihtiyacımız olacak. | Open Subtitles | ويجلب معه كلبه الكبير، لذلك نحتاج لتجهيزات خاصة مناسبة. |
Gökyüzü nehrinin akmasını başlatacak ve en sonunda muson yağmurlarını getirecek olan motor işte bu. | Open Subtitles | هذا المحرّك الذي سيُبدئ نهر السماء ويجلب الأنهار الموسمية في النهاية |
Yüzbaşı bizi kurtaracak ve bize yemek getirecek. | Open Subtitles | سوف ينقذنا القائد ويجلب لنا الطعام |
Sonra tanımadığımız bu adam gelip bizi hapisten çıkarıyor ve garip şeyler söyleyip bizi buraya getiriyor. | Open Subtitles | وهذا الرجل الذي أنا لا أعرف حتى يتحقق لنا للخروج من السجن ويقول عن هذه الاشياء غريب ويجلب لنا هنا |
Her sabah eve gelirken bana çörek getiriyor. | Open Subtitles | هو يأتي للمنزل في كل صباح ويجلب لي الكعك |
Suudi Arabistan ve Ürdün'de, su yeraltında yüzlerce metreden pompalanıyor ve çöle hayat getiriyor. | Open Subtitles | ،في السعودية والأردن يضخ الماء من مئات الأمتار تحت الأرض ويجلب الحياة للصحراء |
Tamam, notlarıma göre genetik araştırmacı Dr. Octavius Brine... penguenleri buldu ve onları New York Merkez Park'ına getiriyor. | Open Subtitles | وفقا لملاحظاتي، الجين المهندس الدكتور Oktávius الماء المالح وجدت طيور البطريق ويجلب لهم هنا في سنترال بارك في نيويورك |
Kolay bir iş para getiriyor. Ne? | Open Subtitles | إنه عمل سهل ويجلب المال, أليس كذلك؟ |
Adam evli ve kız arkadaşını işe getiriyor ve kimse umursamıyor. | Open Subtitles | متزوج ويجلب معه صديقته إلى العمل... ولا أحد يبالي |
Adam evli ve kız arkadaşını işe getiriyor ve kimse umursamıyor. | Open Subtitles | متزوج ويجلب معه صديقته إلى العمل... ولا أحد يبالي |
Ve beni her zaman öpüyor. Bana çiçek getiriyor. | Open Subtitles | إنه يقبلني دائماً ويجلب لي الزهور |
Beni güldürüyor ve bana şekerli şeyler getiriyor. ve onunlayken ben Çocuk gibi misin? | Open Subtitles | هو يجعلني أضحك , ويجلب لي أطعمة حامضة و... عندما أكون معه ,أنا فقط أشعر... |
Yanında nakit getiriyor. | Open Subtitles | ويجلب معه أموالا |
Eski ve yeni dünyanın güçlerini birleştirecek, şairlerin bahsettiği Albion'un zamanını getirecek adam o. | Open Subtitles | رجلٌ في يوم من الأيام سيوحد قوى العالم القديم والجديد ...ويجلب الزمن الذي يتحدث فيهِ الشعراء ...زمن |
Şeker, yüzbaşı ofisine gidip sana su getirecek, tamam mı? | Open Subtitles | (فادج)، الكابتن سيعود إلى مكتبه ويجلب لك بعض الماء، إتفقنا سيّدي؟ |
Şeker, yüzbaşı ofisine gidip sana su getirecek, tamam mı? | Open Subtitles | (فادج)، الكابتن سيعود إلى مكتبه ويجلب لك بعض الماء، إتفقنا سيّدي؟ |