Kalbinizde bu hormonun reseptörleri var ve oksitosin kalp hücrelerinin yenilenmesine ve stres sebepli hasarları onarmasına yardım ediyor. | TED | فقلوبكم تحتوي على مستقبلات لهذا الهرمون، ويساعد الأوكسيتوسين خلايا القلب على تجدد والشفاء من أي ضرر ناتج عن الضغط. |
Bulaşık yıkayıp çamaşıra yardım ediyor. | Open Subtitles | إنه يقوم بغسيل الأطباق ويساعد في غسيل الملابس. أيها الرائع. |
Dışındaki plastik zararlı ışınları engelleyerek hücrelerin yenilenmesine yardımcı oluyor. | Open Subtitles | البلاستيك في القناع التجميلي يمنع تسرب الاشعاعات ويساعد في استعادة بناء الخلايا المفقودة |
Ve bu sinirlerimi yumuşatmamda yardımcı oluyor. | Open Subtitles | ويساعد على هدوء أعصابى |
Umarım sözleri ve bu destansı film gerçek hayattaki kahramanlara uyanma ve yardım etme konusunda ilham verir. | Open Subtitles | آمل بأن كلماتهم وهذا الفيلم الملحمي ستلهم بطلاً حقيقياً بأن يقف ويساعد |
Amerikalılar birlikte duracak ve yardım eline uzanacaklar. | Open Subtitles | على الشعب ان يتكاتف ويساعد بعضه بعضا |
Gwendolyn, gen, geçmişte belirsiz bir zamana gitmene yardımcı olur. | Open Subtitles | غويندولين, ويساعد على نقل الجين في وقت غير محدد في الماضي. |
Bulmacanın diğer parçası OKB'nin düşük serotonin seviyeleriyle ilişkili olmasıdır. Serotonin beyin yapıları arasında bağlantı kuran bir nörotransmitterdir ve yaşamsal süreçlerin kontrolüne yardımcı olur. Duygudurum, saldırganlık, dürtü kontrolü, uyku, iştah, vücut sıcaklığı ve ağrı gibi. | TED | القطعة الأخرى من الأحجية، هي أن الوسواس القهري يترافق مع مستويات منخفضة من السيروتونين، وهو ناقل عصبي يصل بين تراكيب الدماغ ويساعد على تنظيم العمليات الحيوية، كالمزاج والعدائية والسيطرة على الانفعالات، والنوم والشهية ودرجة حرارة الجسم والألم. |
Atomaltı parçacıkları çarpıştırıyor. Doğa kanunlarını anlamamıza yardım ediyor. | Open Subtitles | إنه يعارض الجزيئات تحت ذرية ويساعد على فهم قوانين الطبيعة |
Yani,burada oturumlarda çalıyor, etrafta yardım ediyor. | Open Subtitles | لقد كان يعزف فى الجلسات ويساعد هنا |
O ayrıca dünyayı değiştiriyor ve herkese yardım ediyor. | Open Subtitles | إنه يقوم بتغيير العالم ويساعد الجميع |
Koç 200. maçını kazanmakla kafayı yedi geri zekâlı oyuncularının sınavı geçmelerine yardım ediyor lise spor takımlarının hakimi olmak için. | Open Subtitles | هيّا (كلوي) المدرب مهووس بربح مباراته الـ200 ويساعد لاعبين أغبياء للنجاح في الامتحان لضمان موقعه |
- Yutturmamıza yardımcı oluyor. | Open Subtitles | - ويساعد بيعه. |
Yandaşlarının gizlemesine rehberlik ve yardım eden tek güç o. | Open Subtitles | إنه يوّجه ويساعد أتباعه في إخفاءه. |
Provium günlük terapisi kriz frekansının azalmasına yardımcı olur. | Open Subtitles | البروفيوم " العلاج المضاد اليومي " ويساعد على خفض وتيرت التفشي |
Sizi beyaz şapkayla ve altı silahla görmeleri bunu azaltır milletin sizi bir insan olarak görmesine yardımcı olur esprili biri olarak. | Open Subtitles | رؤيتك بقبعتك البيضاء وست مسدسات ابعد التوتر ويساعد العامة على رؤيتك كشخص.. -كشخص لديه حسٌ من الدعابة |