"ويقوم" - Translation from Arabic to Turkish

    • ve
        
    • alıp
        
    • onları
        
    • yapıyor
        
    • ediyor
        
    ve numarayı onlara okuyorum, onlar da bunu kontör yüklemek için kullanıyorlar. TED وأقوم بقراءة رقم بطاقة الشحن، ويقوم باستخدامها لشحن الهاتف المحمول الخاص بهم.
    ve günlük yaklaşık 2 ya da 3 müzik grubundan başvuru alıyoruz. TED ويقوم بالتسجيل في الموقع لدينا تقريباً اثنان او ثلاث فرق في اليوم
    Gerçekten hoş bir beyefendidir ve güzel havai fişekler yapar. Open Subtitles انه رجل محترم ولطيف جدا ويقوم بعمل الألعاب النارية بأتقان
    Belki de, gerçek kız kardeşi gibi, seni de çıldırtacak, sakatlayacak, ağzını alıp götürecek... ve böylece artık bir daha ona bağıramayacaksın. Open Subtitles ربما سيصب بجنونه عليكِ مثلما فعل مع شقيقته الحقيقية ويقوم بشل حركتك ويخرسك حتى لا تصبحين قادرة على الصراخ عليه بعد ذلك
    Yem, yumurtadan yeni çıkmış, aç meyve sineklerine saldırıyor ve yalnız onları zehirliyor. Open Subtitles الطعم يجذب الذباب الجائع حديث الفقس ويقوم بتسميمهم هم فقط
    Kararsız bir CIA ajanı var, yolunu kaybetmiş, asla kabul edemeyeceğim şeyler yapıyor. Open Subtitles هناك عميل بالاستخبارات المركزية غير متزن، وضل طريقه، ويقوم بأفعال لا أستطيع تقبّلها.
    Adam bankadan çıkıyor, bir sürü polis ona ateş ediyor. Open Subtitles يخرج من المصرف ويقوم اثنا عشر شرطياً بإطلاق النار عليه
    Yani babası ona yeni bir saat alacak ve parayı senin üzerinden aklayacak? Open Subtitles هل تعني ان ابها سوف يشتريها لها ، ويقوم بغسيل الأموال عن طريقك؟
    Ama vurduğunda sağlam vuracak ve o zaman yerini alacak birini arayacağım. Open Subtitles ولكن عندما تأخذ ضربة اقتصادية قاسية وأنا مستعد ليأتي شخص ويقوم بحركة
    Bi gün herşey yoLunda, ,ve ertesi gün herşey mahvoLuoyr -asLa geç değiLdir Open Subtitles كأن الامور تجري بخير, ثم فجأة يظهر شيء ما ويقوم بتحطيم كل شيء
    Trenin burnu kar ve buzu topluyor ve suya dönüştürüyor. Open Subtitles أنف القطار،يقوم بإختراق الثلج و الجليد ويقوم بتحويلها الى مياه.
    Bir web sitesi var ve şehrin her yerine ilanlar asıyor. Open Subtitles وأصبح لديه موقع إلكتروني، ويقوم بتوزيع المنشورات في كل أنحاء المدينة
    Yaşlılık onu yumuşatmıştı ama bunları yaptığım için beni işten atmasına ve mirasından men etmesine engel olacak kadar yumuşatmamıştı. Open Subtitles كان قد فقد عقله وهو في ذلك السن ، لكن ليس لدرجة أن يطردني من العمل ويقوم بإبعادي من وصيته
    ve sürücüsü file ne yapacağını söyleyebileceğini düşünür, ama aslında filin kendi fikirleri var. TED والسائق يظن انه يستطيع ان يشير على الفيل ما يقوم به ولكن الفيل لديه افكاره الخاصة ويقوم بما يحلو له
    ve bir kadın çocuğuyla içeri girer, ve Conan Doyle aralarında geçeni şöyle anlatır. TED وتأتي أمرأة مع طفل, ويقوم كانون دويل بوصف التبادل التالي.
    Bu örneğe dayalı olarak, kendimizi şuna inandırdık ki beyin kesin tahminler yapıyor ve bunları hislerden siliyor TED وبناء على هذا التوضيح، فنحن مقتنعون تماما أنّنا في مجال أن الدماغ يقوم بتنبؤات دقيقة ويقوم بطرحها من الأحاسيس.
    100,000 kişilik barışçıl bir yürüyüştesiniz ve bir gerizekalı veya bir provakatör etrafa taş atıyor, TED لديك 100,000 شخص في مسيرة سلمية ، ويقوم أحد مثيرى الشغب أو المغفلين برمي الحجارة،
    Bir kese altını sağlama alıp kendine yeni damarlar buldu. Open Subtitles لقد حفظ لنفسه عقارا واراضي بأسمة جديدية ويقوم بالتنقيب فيها
    - Kandırmak için çocuğunu kullanıyor, onları alıkoyuyor ve kalplerini çıkarıyor. Open Subtitles انه يستخدم ابنه لجذبهن ويقوم بسجنهن ومن ثم يقتلع قلوبهن
    Çok çalışıyor, başınızı bir eve sokacak kadar kazanıyor, elinden geleni yapıyor. Open Subtitles يعمل بجد ، ويقوم بتوفير المأوى لك، هذا أفضل ما يستطيع فعله.
    Telefondaki bir uygulama kalp atışlarını kaydediyor, analiz ediyor ve ebeye bebeğin durumu hakkında bir takım bilgiler sağlıyordu. TED ويقوم تطبيٌق على الهاتف الذكي بتسجيل معدل ضربات القلب وتحليلها ويزوّد القابلة بالعديد من المعلومات عن وضع الجنين.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more