"ويمكنك أن ترى" - Translation from Arabic to Turkish

    • görebilirsiniz
        
    • görmek mümkün
        
    Grafikteki noktaları görebilirsiniz. TED ويمكنك أن ترى النقاط هنالك على الرسم البياني.
    Sizde basitçe bir ülke ne kadar zenginse o kadar yaşlı nüfus barındırdığını görebilirsiniz. TED ويمكنك أن ترى بوضوح أنه كلما ازدادت الدولة في الثروة المالية، كلما وجدت الناس فيها أطول أعمارًا.
    İşte burada, Ay'dan gelen bir kum tanesi var ve bütün kristal yapının hala orada olduğunu görebilirsiniz. TED الآن هذه حبة رمل من القمر، ويمكنك أن ترى أن كامل البنية البلورية لا تزال هناك.
    Bu arada, Rusya'nın uluslararası sistemde büyük güçlere en az bağlantılı ülke olduğunu görebilirsiniz. TED ويمكنك أن ترى أن روسيا، بالمناسبة، هي الأقل ارتباطا من القوى الكبرى في النظام الدولي.
    Çevreyi nasıl etkilediklerini görmek mümkün. Open Subtitles ويمكنك أن ترى تأثير ذلك على البيئة من حولك
    Tüm bunlar Aston'un Mercedes'le yaptığı bir anlaşmanın ürünü ve bu anlaşmanın kanıtlarını şimdiden görmek mümkün. Open Subtitles هذا كله جزء من صفقة التي فعلت استون مع مرسيدس، ويمكنك أن ترى أدلة على الصفقة بالفعل.
    İki maymun grubunun birbirinden son derece iyi ayrıldığını görebilirsiniz. TED ويمكنك أن ترى مجموعتي القرود منفصلتين تمامًا عن بعضهما.
    Rio’daki sahillerin iç kesimlerindeki tepelere kurulmuşlar, ve evlerin sadece doğal setler üzerine çıkıldığını görebilirsiniz. TED فهي مبنية على التلال ، نحو الداخل من الشواطئ في ريو، ويمكنك أن ترى أن المنازل ناتئة مباشرة من فوق العقبات الطبيعية.
    Botlarla etkileşime geçen birkaç insan olduğunu da görebilirsiniz. TED ويمكنك أن ترى أن هناك بعض البشر يتفاعلون مع الروبوتات
    Kuzey-doğu Avustralya'ya giderseniz bunun ne tür bir yaratık olabileceğini görebilirsiniz. Open Subtitles ويمكنك أن ترى ما هو المخلوق الذى فعل ذلك إذا ذهبت إلى شـمال شـرق أسـترالـيا
    Her gece aynı saatlerde bunu yaptığını görebilirsiniz. Open Subtitles ويمكنك أن ترى أنّها تفعل هذا في نفس الوقت تقريباً كل ليلة.
    Burada görebilirsiniz ki, bu bir şekilde buharlaşmış, şu madde bu küçük kum tanecikleri yığınını bir arada tutuyor. TED ويمكنك أن ترى هنا أن ذلك هو - والتي هي مبخّرة نوعا ما، وتلك المواد ممسكة بمجموعات صغيرة من حبوب الرمل معا.
    Odak noktamız John'ken, bir cümlede Mary oluverdi. Hem John'un cümlenin sonuna çok yakın olduğunu görebilirsiniz. Yani, John zihni haritamızdan eksilmek üzere. TED لقد حولنا تركيزنا في جملة واحدة من جون لماري، ويمكنك أن ترى أن جون قريب جداً من نهاية الجملة، حسناً، قريب من الوقوع خارج خريطة مجالنا النفسي.
    Bu nihayetinde mikro-robot bacağı olacak şeyi gösteriyor ve silikon kauçuk eklemleri görebilirsiniz. Orada harici manyetik alanla hareket eden gömülü bir mıknatıs bulunuyor. TED هذا يوضح ما سيكون جزء من ساق لروبوت دقيق الحجم، ويمكنك أن ترى مفاصل السيليكون المطاطية وهناك مغناطيس مضمن يتم تحريكه بواسطة حقل مغناطيسي خارجي.
    Henüz bitmedi bile ama gün batımının metal yüzeydeki yansımasını görebilirsiniz bu da zamanla yeşillenmesini sağlayacak. TED وهو لم يتم الانتهاء منه ويمكنك أن ترى كيف تضيء أشعة الشمس تلك الواجهة المعدنية، التي ستتحول إلى اللون الأخضر بمرور الزمن.
    Ve her seferinde aynı göründüğünü görebilirsiniz. TED ويمكنك أن ترى أنه حافظ على نفس الشكل.
    Nüfusun ne kadar yoğun olduğunu görebilirsiniz. TED ويمكنك أن ترى كيف هي كثافة السكان.
    Burası Kibera’da bir alışveriş caddesi, ve orada bir gazoz satıcısını, bir kliniği, iki güzellik salonunu, bir barı, iki manav dükkânını ve bir kiliseyi ve daha fazlasını görebilirsiniz. TED هذا شارع تسوق في كيبيرا، ويمكنك أن ترى أن هناك بائع مياه غازية، وعيادة صحية، صالونين للتجميل ، حانة، بقالتين، وكنيسة ، والكثير.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more