Dördü bir ikiz yatakta uyuyor, ve üçü çamur üzerinde ve muşamba yerde uyuyorlar. | TED | ينام أربعة في سرير مزدوج، وينام ثلاثة في أرضية من الطين ومشمع. |
Çalışmayı sevmiyor. Gündüzleri kedi gibi uyuyor. | Open Subtitles | بطيئ كالحلزون فيما يفيد وينام في النهار أكثر من قطّ |
Gerektiği zaman kaçıyor, gerektiği zaman uyuyor,.. | Open Subtitles | يهرب عندما يحتاج لذلك وينام عندما يستطيع |
Herkes uyurken, sizi içeri alacağım. | Open Subtitles | وحين يهدأ كل شيء وينام جميعهم أترككم تدخلون |
Tanrı aşkına Wenham, bana 100 borç ver. 70 de evde var. | Open Subtitles | بالله عليك يا "وينام"، أقرضني 100، و لدي 70 جنيه بالمنزل |
İşini yapar, yemeğini yer, uyur. | Open Subtitles | هو يَعمَلُ عملَه يَحْصلُ على غذائِه وينام |
Gabe'e sadece bana kur yapmasını, yoksa 1200 metreyi yürüyerek ineceğini ve de dışarıda uyuyacağını söyle. | Open Subtitles | إعلم أن (جاب) مسموح له بالتحرش بي فقط أو أنه سيسقط من فوق أربعة ألاف قدم , وينام بالأسفل |
Baban ofisten çıkınca doğruca evine gidiyor, uyuyor. | Open Subtitles | عندما يغادر أبوك المكتب يذهب للبيت وينام |
Görünüşe göre burada sadece yemek yeyip uyuyor. | Open Subtitles | يبدو وكأنه يأكل وينام هنا، لكن ليس حيال ذلك. |
Şimdiye kadar hiç bahsetmediğin biri geldi ve beş metre yanımızda uyuyor. | Open Subtitles | انت لم تذكرة قبل اليوم وفجاة هو بمنزلنا وينام بعيدا عنا ب 5 اقدام |
Tün gece ayakta, gündüzleri uyuyor ve çok fazla makyaj yapıyor ve diğer yabani hayvanların yanına gidiyor. | Open Subtitles | الذي يسهر طوال الليل وينام طوال اليوم ويضع الكثير من مساحيق التبرج وتركض مع حيوانات متوحشة أخرى |
Yürüyor, içiyor, uyuyor, içiyor, yürüyor, içiyor. | Open Subtitles | إنّه يمشي، ويشرب، وينام ويمشي، وينام، ويعود للشرب |
Burada yemek yiyor, burada uyuyor tuvaletini burada yapıyor. | Open Subtitles | أعني ، أنه يأكل هنا وينام هنا ، ويقضي حاجته هنا - انتظر - |
Gündüz vakti uyuyor, gece hareket ediyor. | Open Subtitles | على الأغلب يسير ليلاً, وينام في النهار |
#Sabaha karşı, tüm dünya uyurken## | Open Subtitles | "تمر الليالي، وينام العالم" |
#Sabaha karşı, tüm dünya uyurken# | Open Subtitles | "تمر الليالي، وينام العالم" |
#Sabaha karşı, tüm dünya uyurken# | Open Subtitles | "تمر الليالي، وينام العالم" |
Biliyorum. Yarın adamım Wenham'ı yollarım. | Open Subtitles | أعرف، سأرسل خادمي "وينام" بالكفالة غداً |
Kesinlikle Wenham. | Open Subtitles | تفضل يا "وينام" |
Nefes alır, yemek yer ve uyur. | Open Subtitles | انه يتنفس ويأكل وينام |
Eve gidip uyuyacağını söyledi. | Open Subtitles | قال بأنه سيذهب للمنزل وينام. |
Kütüphanede o kadar çok zaman geçirdim ki herkes adımla çağırıyor beni bir de mikrofişin yanında uyuyan evsiz adamı öyle çağırıyorlar. | Open Subtitles | كنت في المكتبه كثيرااا أنا على أساس أول أسم مع الرجل الذي ليس له مأوى وينام في المجهر |