Onları gömülü olduğu yerde bırakmalıydın. Onlar kara büyüden doğdu. | Open Subtitles | حرى أن تتركهم حيثما دُفنوا، لقد وُلدوا من رحم السّحر الأسود. |
O gün hangi çocuklar doğdu bakar. Ailelerle konuşur. | Open Subtitles | يبحث بشأن الأطفال الذين وُلدوا في ذلك اليوم، يتحدّث مع العائلات |
Burada doğdular ve oldukça batıl inançlı bir adam. | Open Subtitles | فقد وُلدوا هنا، وهو شديد الايمان بالخرافات |
Aynısı Roy Kapeniak için de geçerli. Bu insanlar doğdular. | Open Subtitles | الشيء نفسه ينطبق على "روي كابنياك" هؤلاء الناس وُلدوا |
Bütün Thornton'lar orada doğmuş, tam yedi kuşaktır. | Open Subtitles | - آجل سيدتي . كل آل (ثورنتون) وُلدوا هنا سبعةأجيال. |
Annemle babam da burada doğmuş. | Open Subtitles | أمي و أبي وُلدوا هنا |
Efsaneye göre, o kadar kötü olarak doğuyorlarmış ki doğdukları gece anne-babalarını öldürüyorlarmış. | Open Subtitles | تقول الأسطورة إنهم وُلدوا أشراراً للغاية لدرجة أنهم قتلوا آبائهم فى ليلة ميلادهم |
Chicca'nın bebeği bu gece doğdu, aynen söylediğim gibi. | Open Subtitles | أطفال (شيكا) وُلدوا اليوم ، مثلما قلت تماماً |
Ailem İran'da doğdu. | Open Subtitles | والداى وُلدوا فى ايران |
Hepsi şiddete olan yatkınlıklarıyla doğdu. | Open Subtitles | وُلدوا مع نزعة نحو العنف |
Bu çocuklar Transigen'de doğdu. | Open Subtitles | هؤلاء الأطفال وُلدوا بـ"ترانسيجين" |
Kölelerimin çoğu burada doğdu. | Open Subtitles | (معظم رقيقي وُلدوا هنا . |
Burada doğdular ve buradan hiç çıkmadılar. | Open Subtitles | لقد وُلدوا هنا ولم يغادروا المكان أبدًا |
Newyork'un altında genetik değişim geçirip, yeniden doğdular. | Open Subtitles | وُلدوا من جديد بصورة جينيّة في مجاري (نيويورك). |
haklısın,eşcinsel doğdular. | Open Subtitles | صحيح, وُلدوا شواذا |
Bayan Margy, öyle biriydi ki yaşlı biri olarak doğmuş olduğunu düşünürdüm. | Open Subtitles | لغرقت أثناء عاصفة ممطرة سيّدة (مارغوري)، كانت من الأشخاص الذين أجدهم قد وُلدوا عجائز |
Tate Donovan'la birlikte birçok yeni kişi var sanki bu dizide olmak için doğmuş gibi olan. | Open Subtitles | مع (تايت دونوفان)، لدينا أشخاص جدد الذين يشعرونك أنّهم وُلدوا ليكونوا في المسلسل. |
(Gülüşmeler) Tabii ki aslında neyi sorduklarını biliyorum. Bu nedenle de şöyle diyorum: "Aslında büyük annem, büyük babam ve annem Hindistan'da doğmuş, babam ve ben de Kenya'da doğduk, ama ben Londra'da büyüdüm. | TED | (ضحك) لكن طبعاً، أنا أُدرك ما يسألون عنه حقاً لذا أخبرهم بالتالي: "حسناً، جداي وأمي وُلدوا في الهند، أنا وأبي ولدنا في كينيا، وترعرعت في لندن. |
Kutup ayısı yavruları doğdukları inden Arktik ilkbaharında dışarıya çıktıklarında hava eksi 40 derece olabiliyor. | Open Subtitles | قد تبلغ الحرارة 40 درجة مئوية تحت الصفر عندما تظهر دياسم الدب القطبي في مستهل ربيع القارة الشمالية من عرائنهم حيث وُلدوا |
Geçmişlerine takıntılı haldedirler atalarının kim olduğu, hangi liroda doğdukları. | Open Subtitles | الكاستيفان مخادعون. إنهم مهووسون بماضيهم كما كانوا أجدادهم و الـ(ليرو) الذي وُلدوا به. |