"و أنتِ" - Translation from Arabic to Turkish

    • Ve sen
        
    • Sen de
        
    • sen ve
        
    • Ya sen
        
    • Ve sende
        
    • Sen ise
        
    • ama sen
        
    • Siz
        
    • ikimiz
        
    • Ve senin
        
    Buraya daha yeni geldim Ve sen benden gitmemi mi istiyorsun? Open Subtitles أنا مجرد موجود هنا و أنتِ تريدين مني أَن أَرحل ؟
    Bu akşam, yemeği hep beraber yememizi istiyorum, Gabriel Ve sen de gelin. Open Subtitles أريد من الجميع أن يحضُروا العشاء هذه الليلة بمن فيهم جابرييل و أنتِ
    Sürtük, hâlâ birbirinizin içine düşüyorsunuz ve bunu Sen de biliyorsun. Open Subtitles يا عاهرة، أنتما ما زلتما تريدان بعضكما و أنتِ تعرفين هذا
    sen ve ben iki ayrı dünyalarız. Asla ve asla düzelmez bu. Open Subtitles أنا و أنتِ عشنا في عالمين مختلفين لا يمكنهما أن يلتقيا أبداً
    Ne uyuşturucu bağımlıları, ne polis, kimse bizi rahatsız etmeyecek. Sadece sen ve ben. Open Subtitles لن يزعجنا أحد، لا مدمنين ولا شرطة فقط أنا و أنتِ
    Ya sen? Sen de adi bir orospusun. Open Subtitles و أنتِ ماذا تعملي ؟
    Daha dün ameliyat oldu, Ve sen nasıl olduğunu bilmiyor musun? Open Subtitles , لقد خضع لجراحة البارحة و أنتِ لا تعرفين كيف حاله؟
    Beni bulamayacakları bir yere gideceğim Ve sen de evine döneceksin. Open Subtitles سأذهب إلى مكان حيث لا يمكنهم ايجادي و أنتِ ستعودين للمنزل
    Bir kavga ettik Ve sen İrlanda'ya dönmeye mi karar verdin? Open Subtitles بقيت لدينا معركة واحدة و أنتِ تقررين العودة إلى آيرلندا ؟
    Kimse ölmedi Ve sen de serbestsin. - Gerisi sadece detay. Open Subtitles لم يمتْ أحدٌ و أنتِ طليقة و ما تبقّى مجرّدُ تفاصيل
    Ve sen sarı çıyan, ne hissettiğim hakkında hiçbir fikrin yok. Open Subtitles و أنتِ أيتها الشقراء ليس لديكِ أدنى فكرة عن كيفية شعوري
    Ve sen de benim gibi iç müziğini bulmayı öğrenmelisin. Open Subtitles و أنتِ أيضا يجب أن تتعلمي لتبحثي عن إيقاعك الداخلي
    Eğer kaçırırsan hayvan yaşamayı hak etmiştir Sen de eve aç dönersin. Open Subtitles ,إذا هرب بعيداً, فإنه برهن أنه يستحق الحياة و أنتِ تستمرين بالجوع
    Sen de kalbimin ağzına etmiştin, o yüzden ödeştik sanırım. Open Subtitles و أنتِ ركلتِ قلبي في مؤخرته و هكذا نحن متعادلان
    Nikki, sen ve ben farklı dünyalardanız. Open Subtitles نيكي .. أنا و أنتِ ننتمي الى عوالم مختلفة
    O halde dans edelim, bebeğim. Yalnızca sen ve ben. Open Subtitles حسناً, دعينا نذهب إلى الأضواء الساحرة فقط أنا و أنتِ يا عزيزتى
    sen ve ben, iki farklı beden, tek ruh! Open Subtitles أنا و أنتِ اثنين اشكالهما مختلفه و لكن الروح واحده
    Ya sen? Onunla ilgileniyor musun? Open Subtitles و أنتِ ماذا، تعتنين به؟
    En sert kışta bile hayatta kalabiliyorlar Ve sende en sert kışta doğmuştun. Open Subtitles لأنّها تصمد في الشتاء القاسي، و أنتِ ولدتِ في الشتاء الأقسى على الإطلاق.
    Kardeşin nişanlanıyor, Sen ise bu dazlağı seyrediyorsun! Open Subtitles أختكِ سيتم خطبتها و أنتِ تتفرجين على هذا الولد حليق الرأس
    Gitmeden fabrikaya geldim ama sen orada değildin. Open Subtitles لقد أتينا بالصدفة إلى هنا قبل أن نرحل و أنتِ لم تكني موجودة هناك
    Öyle bir şekilde çalışıyor ki, Siz ve ben hayal bile edemeyiz. Open Subtitles إنه يدور في فلك عوالم لا نستطيع أنا و أنتِ أن نتخيّلها
    İkimiz böyle bir zamanda ailesinin yüzünü kara çıkartacak bir evlat yetiştirmişsek biz zaten mahvolmayı hak etmişiz demektir. Open Subtitles ان كنت أنا و أنتِ قد أنشأنا ابننا الأكبر لكي يخذل عائلته في مثل هذه الظروف فاننا نستحق أن نكون في أسفل سافلين
    Bütün hayatım uçurumun kenarında, Ve senin tüm yaptığın, bir herife para ödeyip, şeyini, yüzümün üstünde dolaştırmasını sağlayarak, bana gülmekti. Open Subtitles مستقبلي كله على المحك و أنتِ تدفعين لشخص ما ليضع عضوه في وجهي و تضحكين

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more