Evet, aradım. Sandım ki... Seni rahat bırakmaya ikna edebileceğimi sandım. | Open Subtitles | أجل , لقد فعلت ظننت أنه يمكنني أن اقنعه أن يتركك و شأنك |
Tamam, seni götüreceğim. Seni rahat bırakacağım. | Open Subtitles | حسناً، سوف أُخرجك و بعدها سوف أدعك و شأنك |
- O reklamlara bayılıyorum. Şu Avustralya aksanıyla bir kez konuş Seni rahat bırakayım. | Open Subtitles | أنا أحبّ تلك الإعلانات، فقط قلّد اللكنة الاستراليّة، و سأترككَ و شأنك |
Ama ona neler olduğunu anlatana kadar seni yalnız bırakmayacak. | Open Subtitles | لكنه لن يتركك و شأنك إن لم تخبره عن ما حدث |
O yüzden seni yalnız bırakayım, istediğin gibi düşün. | Open Subtitles | لذا سـأتركك و شأنك لتفكرى فى هذا كما تريدين |
O zaman seni yalnız bırakayım. Çok manyak bir soğutma şekli, değil mi? | Open Subtitles | سأدعك و شأنك , إذن جحيم وحدة التكييف , هه؟ |
Onun tatlı kıza çakıyor olması Seni rahat bırakacağı anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | معاشرته لصديقتك الحلوة هناك لا تعني أنه سيتركك و شأنك |
Kasabadaki ve okuldaki herkes Seni rahat bırakmayacaktır. | Open Subtitles | أعني, كل شخصٍ في المدرسة ... و كل من البلدة لن يدعونك و شأنك |
Ben de Seni rahat bırakayım. Tamam mı? | Open Subtitles | و سأتركك و شأنك , حسناً ؟ |
Seni rahat bırakmamı istiyorsun, | Open Subtitles | تريد مني أن أتركك و شأنك |
Seni rahat bıraktıkları için memnun olmalısın. | Open Subtitles | كن سعيداً لانهم تركوك و شأنك |
Seni rahat bırakırlarsa onlara veririm. | Open Subtitles | سأعطيه لهم، و سيتركونك و شأنك |
İyi o zaman, artık Seni rahat bırakmam konusunu dert etmene gerek kalmadı. Zamanınızı harcadığımız için özür dilerim. İyi olmadı, Amos. | Open Subtitles | حسنا , لا تقلق بشأن تركى لك و شأنك انا اسفة لأننى اضعت وقتك (ليس جيد يا (اموس هل مازلتِ غاضبة بشأن العلاج النفسى ؟ |
Seni rahat bıraktı. | Open Subtitles | . لقد تركك و شأنك |
- Hayır, Seni rahat bırakmayacağım. | Open Subtitles | -لا ، لن أدعك و شأنك |
- Evet, iyi olur. Yalan. Yalnızca bara gidip seni yalnız bırakmamı istiyorsun. | Open Subtitles | كذب, تريد منى ان اذهب إلى المسقى وأدعك و شأنك |
Hiçbir şey söylemezsen seni yalnız bırakmayacaklar. | Open Subtitles | إن لم تقل شيء، فإنهم لن يتركوك و شأنك. |
Sonra seni yalnız bırakır. | Open Subtitles | ثم سيتركك و شأنك |
seni yalnız bırakayım. | Open Subtitles | سأترككِ و شأنك. |
seni yalnız bırakmayacağım. | Open Subtitles | لن أتركّك و شأنك. |