"و فقط" - Translation from Arabic to Turkish

    • ve sadece
        
    • ve yalnızca
        
    ve sadece bir şeyler kanıtlamak isteyen aptallar bu tuzağa düşer. Open Subtitles و فقط الأغبياء الذين يحاولون إثبات شئ ،يقعون فى شرك أعمالهم
    Şimdi, sana hayatının zavallı ayrıntıları yedek ve sadece söylemek ll, Open Subtitles الآن ، سأعفيكم من التفاصيل المملة عن حياته و فقط سأقول
    Ben bir bebeğim ve sadece şerefsizler bebeklerin kazanmasına izin vermez. Open Subtitles و لكن أنا طفل. و فقط الأغبياء لا يدعون الأطفال يفوزون.
    Ben bir bebeğim ve sadece şerefsizler bebeklerin kazanmasına izin vermez. Open Subtitles و لكن أنا طفل و فقط الحقيرين لا يدعون الأطفال يربحون.
    Hayır, Cam Kemik Hastalığı genellikle bebekken ve yalnızca çok ağırsa öldürür. Open Subtitles لا عندما تكون الإصابة مميتة على الأغلب تكون للأطفال الرضع و فقط في حالات قليلة
    Yani elimizdeki tek sey, bir intihar mesaji ve sadece... Open Subtitles أذن كل ما لدينا هي رسالة أنتحار .. و فقط
    ve sadece 500 tanesinden bir tanesi eğer ağır hastalık geçirirlerse ne yapacaklarını planlamıştı. TED و فقط واحد من 500 منهم قد خطط في ماذا سيحصل إذا مرضوا مرضا خطيرا
    ve sadece %36si elle tutalan sektörlerden gelir İmalat ve tarım gibi. TED و فقط 36 بالمائة من الصناعات المحسوسة من التصنيع و الزراعة
    Sadece doğru zamanda ve sadece özel hikayelerde. Open Subtitles فقط عندما يحين الوقت المناسب، و فقط على قصص خاصة
    Kız Sadece, onları almak ve sadece kız ulaşabilirsiniz olabilir. Open Subtitles فقط الشقيقات يمكنهم أن يصلوا إليهم و فقط أنت تستطيع أن تصل للشقيقات
    Bildiğiniz ve sadece bu yüzden, sizin ve kız sadece yaptığım şeyler sizin için daha kötü hale edildi. Open Subtitles و فقط كي تعرفي ، ما فعلته أنت وشقيقاتك قدجعلالأمورأسوألكم.
    Bütün bu insanlar, kaostan düzenin çıktığına, afetin kurtuluş olduğuna, sadece ve sadece imha yoluyla yeniden doğuşun gerçekleşebileceğine inanıyorlar. Open Subtitles هؤلاء القوم يعتقدون أن الفوضى تأتي من النظام الكـارثـة هـي الـخلاص و فقط من خلال الإبادة يمكن أن تكون هناك ولادة جديدة
    ve sadece ağızdan yüksek dozlarda alınırlarsa karaciğer de sorun oluşturabilirler. Open Subtitles و فقط السترويد الذي يؤخذ عن طريق الفم بجرعات عالية قد يسبب مشاكل في الكبد
    Size hayranım ve sadece demomu vermek istedim. Open Subtitles انا اعبدك و فقط اريد اعطاءك اغنيتى التجريبيه
    Bu site sadece ve sadece bana bağlanıyor. Open Subtitles هذا الموقع الألكتروني سيذهب مباشرة لي , و فقط أنا
    Bu kampta 300 kız var, ve sadece 4 erkek. Open Subtitles هناك 300 فتاة في هذا المخيم و فقط 4 شباب مستقيمين
    Konserler gizli yerlerde düzenleniyor ve sadece davetli üyelerle. Open Subtitles الحفلات تقام في أماكن سرية و فقط الأعضاء مدعويين لها
    Kutsal Kitap'ı okumaya izniniz olsa da, bunun bir müsaade ile mümkün olduğunu ve sadece vicdanınızı bilinçlendirmek için yapıldığını anlamalısınız. Open Subtitles ورغم السماح لكم بقراءة الكتاب المقدس يجب ان تفهمون انه بموجب الترخيص و فقط لإبلاغ ضميرك
    - Üstüne soğuk ayağımı koyduğumda her zaman sıcak oluyor ve yalnızca bazen gıcık oluyor. Open Subtitles . عندما أضع قدمي الباردة عليه هو يكون دائما دافئ . و فقط في بعض الأحيان ينزعج
    İnsanlar hayaletleri beyaz gecelikli, siyah uzun saçlı düşünür ve yalnızca terk edilmiş yerlerde ortaya çıkarken hayal edermiş. Open Subtitles عادةمايُفكرالناسفيالشبح بأنهباللون الأبيض الشفاف ،ولديهِشعرٌطويلأسود... و فقط يظهر في المنازل المهجورة
    ve yalnızca ne yapmak istiyorsa onu yapıyor. Open Subtitles و فقط ما يحلو لها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more