"و ليست" - Translation from Arabic to Turkish

    • da değil
        
    • ne de
        
    • senin değil
        
    • değil de
        
    Sıradan bir kravata göre pahalı da değil. Ördekli kravat mı? Open Subtitles و ليست أغلى من ربطة العنق العادية ربطة عنق البطة ؟
    Evinde değil, Darryl'da değil, burada da her şey normal gibi. Bunun dışında. Open Subtitles أنها ليست في منزلها ، و ليست عند داريل كل شئ يبدو طبيعياً هنا
    Ayrıca bu fuhuş da değil. O kızlar seks kölesi tacirleri tarafından kaçırılmış. Open Subtitles , و ليست فقط على الدعارة لقد تم تهريب الفتيات
    Ama ne biz bunu yapmalarını isteriz, ne de bu, onların çıkarına olur. TED و لكننا بالتأكيد لن نريدهم أن يفعلوا هذا، و ليست ايضًا من مصالحهم الكبرى.
    Doğru. Benim yaptığım şeyi yapma. Bu benim hayatım, senin değil. Open Subtitles لا تفعل ما افعله انها حياتي و ليست حياتك
    İyi ruhları değil de sadece kötü ruhları mı defedeceksiniz? Open Subtitles لكن , أستطرد كافة الارواح الشرير و ليست الخيرة ؟
    Sen Folsom Gıda'dasın Monica Eton'da değil. Open Subtitles أنت في قضية فولسوم للأغذية و ليست قضية مونيكا إيتون
    Sadece bomba da değil, yeni silahlar, gizli silahlar. Open Subtitles و ليست قنابل معروفة ، بل أسلحة جديدة. أسلحة سرّية.
    "Ova değil, su da değil, işte aslında bu!" TED انها ليست السافننا، و ليست الماء، انها هذا !"
    New York Times'tan Amanda Hesser değil Nigella Lawson veya Ina Garten da değil. Open Subtitles و ليست ـ نيجيلا لاوسن أو ـ اناا جارتين
    Parti Goa'da değil, Karnataka sınırlarının ötesinde düzenlenecek. Open Subtitles الحفلة ستكون على حدود "كارناتكا" و ليست فى "غوا"
    Uçağımız akşam 9'da kalkıyor, sabah 9'da değil. Open Subtitles رحلتنا ستغادر في التاسعة ! مساءً , و ليست صباحاً
    Londra çok pis bir yer, üstelik iyi anlamda da değil. Open Subtitles لندن قذرة, و ليست بالطريقة التي تحبها
    Bakteriyel enfeksiyon da değil. Open Subtitles و ليست عدوى بكتيرية أيضاً
    Ziva annen değil ama. Boşanma avukatı da değil. Open Subtitles حسناً, (زيفا) ليست أمك و ليست محامية طلاق
    Kız arkadaşın da değil. Open Subtitles و ليست صديقـتـك أيضاً
    Ne yarışlar hızlı olanlar içindir, ne de savaşlar güçlü olanlar için. Ancak zaman ve şans hepsi için geçerlidir. Open Subtitles دوام الحال من المحال و ليست الغلبة للاقوى فالوقت يغير الامور تماما
    Düello ne büyüklüktür, ne de akıllıcadır. Open Subtitles . المحاكمة بالقتال ليست كبيرة و ليست ذكية
    Onunla evlenen benim. Bu benim problemim, senin değil. Open Subtitles . أنا الوحيدة الذى تزوجته . هذه مشكلتى ، و ليست مشكلتك
    Bunun benim arabam, senin değil farkındasın, değil mi? Open Subtitles إنّك تدرك أن هذه سيارتي و ليست سيارتك، صحيح؟
    Ama ben ölümü biyolojik olarak değil de sosyal bir süreç olarak deneyimlemekte derinden dönüştürücü bir şey görüyorum TED ولكنني أرى شيئا عميقا متحولا في تجربة الموت كعملية اجتماعية و ليست مجرد عملية بيولوجية.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more