"و ليسَ" - Translation from Arabic to Turkish

    • değil
        
    Bu tıbbi bir inceleme O'Reilly, ön sevişme değil. Open Subtitles هذا فحصٌ طِبي يا أورايلي و ليسَ مُداعبَة
    - Hayır mı? - Hayır! Eğer bunu yapan Adebisi ise onu ben cezalandırırım, sen değil. Open Subtitles لا، لو كانَ أديبيسي مَن فَعلَ هذا، فأنا سأُعاقبُه و ليسَ أنت
    Sanık, gerçekliği göstermek zorundadır, önyargının varlığını değil. Open Subtitles على المُتهَم أن يُظهرَ حقيقةَ التحيُّز و ليسَ مُجرَد مَظهَر التحيُّز
    Kuran sevgi kitabıdır, nefret değil. Open Subtitles القُرآن هوَ كِتابٌ عَن الحُب و ليسَ الكُره
    Metzger'in, Wittlesey'in, Glynn'in... veya McManus'un veya Rahibe Pete'in değil. Open Subtitles و ليسَ ميتزغَر، أو ويتلسي و ليسَ غلين أو ماكمانوس أو الأُخت بِيت
    Bacaklarınızı çalıştırıyor olmanız gerekiyor, ağzınızı değil. Open Subtitles مِنَ المَفروضِ أن تُدَرِبوا أرجُلَكُم و ليسَ أفواهكُم
    Raul Hernandez'i yıllardır tanırım, ve değişmiş, iyi yönde değil. Open Subtitles عَرَفتُ راؤول هيرنانديز مِن سِنين طَويلَه و لقد تَغيَّر و ليسَ للأفضَل
    Çin'den katiller yüzünden kaçtık, katil olmak için değil. Open Subtitles تركنا الصين لنهرُب من القَتَلَه، و ليسَ لنُصبحَ مِنهُم
    Öyleyse senin yaptığını düşünüyordur, benim değil. Open Subtitles لِذا ربما يظنُ هوَ أنكَ أنتَ مَن فعَلها، و ليسَ انا
    - Bu yaşlı amcığı öldürün, beni değil! Open Subtitles اقتلوا هذا العجوز الجبان يا رجُل و ليسَ أنا
    Ondan taşaklı olmasını istiyoruz, kalbi olmasını değil. Open Subtitles كلا، نحنُ نتطلَّعُ إليه ليكونَ شُجاعاً، و ليسَ رحيماً
    Yine de bu olaya hislerimizle değil ilkelerimizle yaklaşmalıyız. Open Subtitles و لكن علينا أن نلتزِم بمبادئنا، و ليسَ بمشاعرنا
    Görevimiz halkımızı yönetmek, onların bizi yönetmesi değil. Open Subtitles واجبنا هو ان نقود شعبنا و ليسَ ان نقودهم.
    Uçak hava alanından kalkıyor, tren istasyonundan değil! Open Subtitles الرحلة الجوية تقلعُ مِنْ المطار و ليسَ من محطة السكة الحديدَ
    Kafası iyi olan genç bir çocuğun birini vurmasını önleyen kahraman olurdum 14 yaşındaki bir çocuğu öldüren polis değil. Open Subtitles البطل الذيّ أنقذ رجُل شاب مِن إطلاق النار علي الجميع. و ليسَ الشرطيّ الذيّ قَتل طفل عمرُ 14 عام.
    Tek bir fikir, kişisel değil, bu yüzden yüzlerimizi göstermiyoruz, bu yüzden isimlerimizi vermiyoruz. Open Subtitles إنَّه صوتٌ واحد , و ليسَ مجموعةَ أصوات , ذلك هو السبب أننا لا نظهر وجوهنا, و أيضاً ذلكَ هو السبب أننا لا نعطي أسمائنا.
    Elbette onlarla yeterince zaman geçirince, bir yapı hissetmeye başlıyorsunuz, bu rastgele olan bir şey değil, Open Subtitles بالطبع , عندما تقضي وقتاً كافياً معهم, تبدأ تشعُر بهم أو كأنّهم نسيج, و ليسَ نسيج عشوائي,
    Aşırı sanatsal değil, ama yerlerde de sürünmüyor. Open Subtitles ليسَ بشكلٍ احترافي, و ليسَ مستوى منخفضٍ أيضاً.
    Bir tanı koyman gerek, dedektifçilik oynaman değil . Open Subtitles ، أريدك أن تضع تشخيصاً . و ليسَ أن تلعب دور المحقق
    Toby, seninle cinayetler hakkında hiç konuşmadı, değil mi? Open Subtitles - يعني أني أوصي بعملية جراحية و سأقول عاجلاً و ليسَ آجلاً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more