Bütün gerçeği ve sadece gerçeği söyleyeceğinize Tanrı üstüne yemin eder misiniz? | Open Subtitles | الحقيقة كاملةُ، و ولا شيء غير الحقيقة ليساعدك الله ؟ نعم أفعل |
Bu da, ödev yapmak, inatçı olmak ve... kolaya kaçmamakla mümkün. | Open Subtitles | اريد ان اراهم ناجحين وهذا يعنى يبدأو العمل بتصميم و ولا يتطلعون الى الطرق السهله للخروج |
Beni l keşfetti l can sıkıcı ne var olduğunu bu büyülü kaderi ve ben bana takip etmek için beni yalnız bırakmak güvenemem. | Open Subtitles | و هذا يؤلمنى المزعج هو أننى اكتشف أن لدىّ هذا المصير السحرى و ولا يمكننى الوثوق بكِ حتى لتتركينى أتبعه بمفردى |
O daha genç bir kadın ve ben onu hayal kırıklığına uğratmak istemiyorum. | Open Subtitles | .. امـرأةأصغـرسنـاً,و. ولا أريـد أن أخيّـب ظنهـا |
Donanmada Tom'la beraber görev aldığını ve ikiniz de evli olmanıza rağmen birbirinizden hiç kopmadığınızı. | Open Subtitles | كما تعلم لقد كنت أنت مع توم في البحرية سوية و ولا زلتما على اتصال مع أنكما متزوجين |
İçeriden 3 kişi çıktı ve hiç birisi eşya taşımıyordu. | Open Subtitles | يخرج ثلاثة أشخاص و ولا واحد منهم يحمل بضاعة |
Tek başına ve korkmuş vazitte. Ayrıca gözleri de iyi görmüyor. | Open Subtitles | هى وحيدة وخائفة و ولا تستطيع أن ترى جيداً |
Çünkü olmamız gereken yerden 15 km uzaklıktayız ve bunu nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum ama senden lanet bir Noel mucizesi umuyoruz. | Open Subtitles | لأننا نبعد عشرة أميال عن المكان الذي يجب أن نكون فيه و ولا أعرف كيف ساقولها لكن لكننا نأمل بمعجزة في عيد الميلاد هذا |
Sincapların yılda %30'u ölmüyor ve kimsenin umurlarında değiller. | Open Subtitles | السناجب لا يموتون من بمعدل 30٪ سنويا، و ولا أحد يهتم، |
Ama Polisi arayamazsınız ve biz onu hastaneye alamaz. | Open Subtitles | لكن لا يمكننا الإتصال بالشرطة , و ولا يمكننا أخذها إلى المستشفى |
İkincisi ise, birleştirme bağlaçlarından önce seve seve yerleşen bir noktalı virgül bulamazsınız. Bunlar: and(ve), but(fakat), for(için), or( ya da), so(bu yüzden), yet(fakat). | TED | ثانياً، لن تجد فاصلة منقوطة متموضعة تلقائياً قبل أداوت العطف: الأدوات "و" و"لكن" و"لأجل" و"ولا" و"أو" و"لذا" و"حتى". |
Öyleyse, daha canlı dans edelim... ..ve birden fenalaşıyor gibi yaparsam endişe etmeyin. | Open Subtitles | اذن, اعتقد مزيد من الحركة والنشاط... و ولا تنزعج لو تظاهرت فجأة اننى مريضة |
Bakın, orada saçından küçük tutamlar var ve gözlerini de görebiliyorsunuz. | Open Subtitles | أُنظُرى, خُصلات الشَعر هُناك, و... ولا تستطيعين رؤية عينيها. |
Charing Kavşağı'nda dördüncü kat otururdu... ve hiçbir zaman mesleğinin zirvesine oynayamadı. | Open Subtitles | فوق أربع طوابق على تقاطع (شيرينغ) و ولا وظيفة أعلى منهم أبداً |
Okumaya devam ediyor ve sonra ... ben oraya oturuyorum ... ve o hiçbir şey yokken yanıma geliyor. | Open Subtitles | تقرأها هكذا ... ثمبعدذلك و أنا أجلس كما تجلس ، و ولا تضع أي شيء هنا يمكنني أن أرى كل شيء |
- Yüksek sesle söyle! - Siyahım ve gururluyum! | Open Subtitles | قلها بصوت عالى أنا زنجى و ولا على بالى |
ve bir daha olmayacak diyemem. | Open Subtitles | و ولا أستطيع القول أنه لن يحدث ثانيةَ |
Bir arama yapmam lazım ve odama gidip bir çeyreklik almayı canım istemiyor. | Open Subtitles | اسمع, علي أن أقوم بمكالمة ...و ولا أرغب في العودة إلى غرفتي لأجلب ربعاً من أجل الآلة |
Bak ben seni düşünmeden edemiyorum ve bir çıkar yol da bulamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أنفك أفكّر بكِ و... ولا أعلم ما العمل |
Gördüğüm en üzücü olaylardan biriydi bu ve aynı şeyi yaşamak istemiyorum. | Open Subtitles | لقد كان هذا هو الشئ الاكثر احباطا الذي رأيته في حياتي و... ولا اريد لهذا ان يحدث معي |